15 Kasım 2013 Cuma

15.11.2013

 Çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook zor zaman aralığı geçirdim.Saçma sapan bir sürü şey yaşadım.Tanıdığım insanları tekrar tanıdım.Gözlerinde ne kadar değerli olduğuma dair bir sürü bilgi edindim.Hepsi o kadar aşağılayıcı,üzücü,sinir bozucu ve yorucuydu ki bugün son raddesine ulaştı.
 Artık bir şeyleri değiştirmenin zamanı olduğunun farkına vardım.Etrafımda kalan insanlara ayrı bir samimiyet duymaya başladım.Bu da içimi ısıtıyor doğrusu.O gri,karanlık,saçma,karmakarışık bir yerden huzur dolu bir şeylere geçtim.İçim epeydir bu kadar sakin olmamıştı,bu kadar dingin hissetmemiştim.Bir şeylerin henüz sonunun gelmediğini biliyorum ama bu olayların artık bana zarar vermesine izin vermeyeceğimi de biliyorum.Umarım bu sefer kararlarıma saygılı olurum ve kendime zarar vermem.Sağlıcakla kalın.
 Ehee

4 Kasım 2013 Pazartesi

03.11.2013

Vakti zamanında şöyle yazmışım ey ahali;
  Bunları yazmak birer ayine bedelse
Ve aşksız olmuyorsa
Bir yerlerde hala ışık var demektir
Bunu diyen dilara'ya benden sevgiler,saygılar.Allahsız karı bir yıl geçti hala püfür püfür boş hissediyorum.Çok isyan ettim bugün ama yalnızlığa değil eksik olan sevme duygusuna.Sahi sahi ben bir yılı geçkin bir süredir kimseyi sevmiyorum,sevemiyorum.Seviyormuş gibi yapıyor kalbim arada sonra vazgeçip ağzıma sıçıyor.Ahanda şimdi bir alıntı daha;
 Neresinde yanıldık biz bu yaşamın
Hangi el bozdu büyüyü,hangi yazı
Ah Ahmet Erhan! Ne güzel dedin yine.Düşünüyorum gerçekten neresinde yanıldım diye fakat cevap tek boynuzlu atların yaşadığı o yerlerde kalmış.Bütün mutlu hissetme duygumun amına konulmuş sonra da böyle bırakılmışım resmen.Kendimden rahatsızım yine,son safhada,son raddede.
 Ya mutlu olma hakkımı kim alıyor? Kim çalıyor? Napıyonuz amına koyim? Çok üzüldüm yine.Ama farkına vardığım şey daha da acı verici sanırım.Sürekli arkadaşlarımla bahsettiğimiz bir konu var.Bizim kaskafamıza göre mutlu olma hakkımızı yanlış insanlarda kullanmışız bundan sonrası da faso fiso.Bu yüzden kimseyi almıyor olabilirim hayatıma.Ama kalbin çarpmadık sonra ne boka yarıcak? Kim kimi kandırıyor ki.Gerçekten sevmedikten sonra karşıdakini bile kandırmazsın.Kandırdığın sadece sen olursun.Bütün yaraları alan sen ve acıyı çeken de sen.Bunun ağırlığı her şeyden beter.Kaçıyorum ve kaçmaya devam ediyorum.
 Umuda dair bir şey var mı? Tabii ki var amına koyim.Umudu olmayan varlıklar öbür tarafın yolunu tutuyor zaten.-Umut kavramını genellemeye aldım-
 Diyeceksiniz ki sorunun mu kalmadı da bunlarla uğraşıyorsun amına koduğumun manyağı ve bende diyeceğim ki canımın piçi;
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım,yoksa dünyevi,semavi ya da cismani mi diye sorma!
 Ayrımlar ayrımları doğurur.
Aşkın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.
 Elif şafağında okuduğum tek kitabında alıntı yapmış bulunmaktayım ama umarım doğru biliyorumdur şems-i tebrizi'nin 40 kuralının sonuncusudur bu ve her ne haltsa çok doğrudur.
 Artık defolup gitme vaktim geldiğine göre size güzel bir şarkıyla kapanış yapıyorum.Buyrunuz;

3 Kasım 2013 Pazar

Bir daha aşık olamayacaksam öleyim allam ben ya valla çok sıkıcı böyle ödevler,arkadaşlar,ayakkabılar,şiir alıntıları falan.

2 Kasım 2013 Cumartesi

02.11.2013

"Senin hiç sözcüğün ağrıdı mı,"

Benim değil sözcüğüm her harfim ağrımıştı sevgili Birhan Keskin.Bir şeylere giriş yapmak için alıntılar her zaman güzeldir ki bu harika kelimesine bile hüzün verecek bir alıntıdır.En azından benim için öyle.
Günlük yazacak pek vaktim olmuyor bu sıra.Bir sürü işimde var,bir sürü sorunum da.Bilmediğim bir hayat yaşıyorum yine.Farkına vardığım bir süre içine girdim.Zor geçiyor her şey.
Büyüyorsun,büyüyorsun,büyüyorsun,HER ŞEYİ BÜYÜTÜYORSUN.
Kendimi tanımaktan kaçmaya kadar devam eden tuhaf bir süreç içindeyim.Yapmak istediğim çok şey ve yapmamak istediğim daha da çok şey var.Bu yüzden büyük bir kargaşada kendime oturacak bir yer arıyorum.
Güzel değil hiçbir şey.Biraz ağır,biraz hafif.Ortası namevcut.Sorguluyorum yine.Sorgulamak çok ağır bir şey.Tahmin ettiğinizden fena.Yaşadığınızdan daha kötü.Ciğerlerim çok ağrıyor.Çok sigara içiyorum.Az konuşup çok düşünüyorum.Çok ödev var,çok kitap var.Zaman yok,huzur da ona keza.
Bugünlerde biri çıkıp hadi bırak her şeyi sonsuza kadar şehirden uzak kalacağız dese bir saniyemi düşünmek için geçirmem onay veririm.Ve bu konuda hiçbir şeyi düşünmeyecek mazeretler sunmayacak kadar ciddiyim.
Artık insanlar bana çok sığ,çok yavan ve çok bayağı.Kendi derinliğimin altında eziliyorum.Kendimi sevmiyorum,kendimi tanıyorum.Egom her insan kadar var.Ama kesin bir kanıda bulanacağım.Etrafımdaki hiç kimse gerçek hayatlar yaşamıyor ve düşünmek nedir bilmiyor.Bunun sığlığı beni kevgire çeviriyor.Büyüyorum ve olayları büyütüyorum.Belki kendimde değiştiremeyeceğim şeylerden dolayı,belki de lüzumundan fazla gevşekliğe katlanamadığımdan dolayı.Daha sofistike,daha incelikli,daha derin düşünceler kendimi bana tanıtıyor.
Ve gerçekten artık olmadığım kişi olmaktan,dinliyormuş gibi davranmaktan haddinden fazla sıkıldım.
Yarın gidip ot dergisini almalıyım,renk ödevlerini bitirmeliyim ve benzeri türevler.Ve artık buna benzer şeylerin içinde olduğunca az bulunmalıyım.

27 Ekim 2013 Pazar

27.10.2013

İnsanları tanıdığınızı iddia ediyorsunu.Dalga geçmem gerek sizinle,üzgünüm.Bu bir yetenek olabilir ya da gözlemlemek ya da yaşadıkça oluşan bir olgu.Ve içinizdeki çoğu "gerizekalı" bu konuda kendini iyi zannediyor.Yeni insanlar tanıdıkça daha çok bu durumla karşılaşıyorum.Mesele yaşınıza eklenen +1'ler olamaz.Öyle ki 30 yaşına gelmiş ama hayat tecrübesi sıfıra bile yakın olmayan bir sürü insan tanıdım.Hadi tamam bunu da anlarım da ben niye sinirlendim? Şuna sinirlendim ki hala sinirleniyorum.Kimseye kendimi gösterme çabasında değilim,herkes beni tanısın diye delirmiyorum.Etrafımda ne kadar çok insan varsa o kadar da içime kapanıyorum.Ama gel gelelim ki insanların düşünceleri beni deli ediyor.Yargıları,sözde önsezileri,salak yerine koyma çabaları ve daha bir sürü şey.
 Öyle bir duruma geliyorum ki üstüme "Gerizekalı olan sensin!" yazılı tişörtle gezmek istiyorum.Yıllardır tanıdığım insanlar var,aylardır tanıdığım ve bir kaç haftadır tanıdığım insanlar.Ve her biri benim şansıma olsa gerek psikanaliz üstüne tez yazıp gelmiş gibi davranan aptal sürüsü.
 Hayır siz kim oluyorsunuz da en ufak fikriniz bile olmayan insanlara bu kadar rahat güveniyorsunuz? Ya da hangi cüretle karşınızdakini salak yerine koyuyorsunuz?Yaftalar yapıştırmanızı geçtim bile!
 Durup haftalardır bu durumları izlemekten gerçekten bıktım artık.Delirip herkesin suratına suratına gerçekte ne olduğunu söyleyip gitmek istiyorum.
 Biliyorum her zaman kötü karakter ben olacağım.Ortalık karıştırıyormuş gibi görüneceğim.Ama bunlar benim tahammül sınırlarıma dayanan şeyler ve midesizliğinize gelemediğim şeyler.
 Umarım hepiniz güzel güzel birbirinizden kazık yersiniz de bende zevkle karşıdan sizi izlerim.
Ayrıca canım anason çayı çekti.

19 Ekim 2013 Cumartesi

19.10.2013

 Hayat garip diye giriş yapmam gerek sanırım.Çünkü şu son 3 günde hayatımı al götüne soklu bir durum yaşadım galiba.Bir sürü yanlış yaptım ve bugün eve yürürken kendimle ilgili en önemli gerçekle yüzleştim.
 Ben kimsenin zannettiği gibi biri değilim.Çözebildiğim kadarıyla kendimi tanıyorum.Ama bugün farkettiğim şey en büyük cevap oldu benim için.Meğer bunca zaman sadece boşuna kendimi yaralamışım.Gerçek sadece 5 dakika suratına bakınca anlaşılacak bir şeymiş.Bu kadar çok kaçıp da cevaptan bir o kadar da uzaklaşmışım.Şu an sadece buruk bir şekilde gülümseyebilirim.Elimden başka bir şey gelmez.Her şey benim istediğim dahilinde yürüyor çünkü.Keşke dediğim bir şey var mı diye düşünürsem tabii ki yok.Ama olmasını istediğim bir şeyler var benim elimde olmayan.
 Bu gece bunca zamandır olan mutsuzluğum nedenini anladım.Ben zaten elimden gelen son şansı çoktan harcamışım.Şu an içimde ufacık bir umut var.Bunun ihtimali beni sevindiriyor.Ama ne kadar gerçek olamayacağını biliyorum.
 Ben mutlu olma şansımı onun gibi yanlış birinde denedim ve yeniden mutlu olma şansım onda kaldı.Ütopik düşüncelere girmeyeceğim.Hayat benden ne istiyorsa onu yapıyorum zaten.

16 Ekim 2013 Çarşamba

16.10.2013

Yalnızlığımın bir adı olsa mutlu olacağım.Büyük bir boşlukta en azından sesleneceğim bir isim olacak.Bu bile büyük bir şey.İçim o kadar boş ki sanki ciğerlerim,midem,kalbim,soluk borum hiçbir şey yok.Hep böyle olmuşum gibi,böyle doğmuşum gibi.Anlam veremiyorum,ama anlamını aramakta işime gelmiyor.
 Şöyle bir durum belki de bu büyük ev ablukada'nın da dediği gibi "mutsuzum ama keyfim yerinde".Zaten şu hayatta en sevdiğim cümlelerden biridir bu.İlki de yine bir şarkı sözü olan,ya bundan size ne! İşte her neyse bazen yalnızlıktan kendimi kusarken o anlarda kendime sarılıyorum resmen ve böyle çok mutlusun diyorum.Tabii ki mutluluk değil bu ama keyifli işte.
 Hayatımda biri olsa itin götüne sokucam bunu da öyle bir biliyorum ki anlatamam.Ama biri yok diye de bir boşluk oluyor.Ne bileyim ya birini merak etmek istiyorum ya da birinin suratına bakınca böyle içim bi kıpırdasın istiyorum ama sonra kafamda hep aynı sahneler canlanıyor.BOOOM! KORKU FİLMİ.
 Zaten biriyle uğraşamamayı geçtim,kendime göre bir varlık olduğuna pek ikna olmuş değilim.En azından mantıklı değil.Kendim gibi varlığı geçtim bana kim katlanır amına koyayım.Dünyanın en estirikli kafasına sahibim,çok aksiyim,huysuzum ve sinirliyim.Bunları yazarken kendimden nefret ettim.Güzel.Neyse işte böyle bir işte.Bok mu vardı bunları yazdım bilmiyorum ama anlatmak istedim.Hep aynı olan sıkıcı,gerizekalı konuşmalardan sıkıldım.Tatmin edici gelmiyor en azından bana.

13 Ekim 2013 Pazar

13.10.2013

 Her ay Ahmet Erhan'la ilgili bir şeyler yazmak istiyorum.Yine aklıma geldi,aslında hep geliyor gülüşü güzel,buruk olan bu adamın yazdıklarıyla.İnsanın içine elini değirip de çekiyor adeta.Bir ilenme midir onunda dediği gibi yoksa bir sevinç midir benim gibilerde kalan tekliği bilemeyeceğim ama tanınmadı,hak ettiği değeri göremedi şu dünyada.Öldükten sonra görecek mi? İnanıyorum görecektir,çünkü Ahmet Erhan öyle bir dünyadır ki benim için,içinde hem Cemal Süreya'ları hem de Turgut Uyar'ları,Edip Cansever'leri barındırır tuhaf bir biçimde.
 Bazı şairler vardır bir de,anlam kaygısından ya da kaygısızlığından şiirler hep kolsuz bacaksızdır.Ama Ahmet Erhan'da geçerliliğini bozar.Her yazdığı dize kendi içinde öyle anlamlıdır ki en derine çekip bir daha yüzeye bırakır.
 Hiç tanımadığım bir adama böylesine bağlanıyorum işte.Yazdığı her şey öylesine kucaklıyor ki ruhumu başka bir yerde kayboluyorum.Keşke ölmeseydi diyeceğim ama bu dünya onu kaldıramayacak kadar aşağılık bir yer.

6 Ekim 2013 Pazar

06.10.2013

 Kafayı yiyorum ya.Biri bana mantıklı bi açıklama yapıp 1000 tane karenin içinde nokta ve çizginin ne sikime yarayacağını anlatabilir mi acaba? Ya da 65'lik siyah-beyaz skalayı yapıp ne yapacağımı? Bir de 100 tane çizgi-nokta fotoğrafını ne bok yiyeceğimi?
 Aklınız varsa temel tasarımı olan herhangi bir gsf okumayın.Dağı taşı geçtim,kalem kağıt fırça sikmek istiyorum.

26 Eylül 2013 Perşembe

26.09.2013

Sevgili günlük,ızdırabını sikeyim böyle okulun.
 Son bir haftadır her gün okulda bilmem kaç saattir anam ağlayana kadar bekliyorum.Okullu olmak güzel fakat okul sıkıntılı bir olay.Ki güzel sanatlarsa x845989 sıkıntı.Gerçekten bir tıp bir de gsf bu kadar manyaktır.Birde dokuz eylül dünyanın en labirentli okulu,mimarını bulup bir temiz dövüp sonra da elini sıkmak istiyorum.Harbiden tasarım harikası.Bi kattan aşağı inmek için 6896596 tane merdiven var ve bir katta 8646463 tane bölüm var.Kendimi bölümümü henüz çözebildim.Onun haricinde sınıfım çok yarrak kürek ama bir adet arkadaşım oldu.Okulun tek güzel tarafı sabah bahçede oturmak.1-2 saat sonrasında çok sıkıyor.Yeni insanlar tanımak ya da bir iki insan yüzü görmek güzel bir gelişme oldu.Anladım ki hepimizin buna ihtiyacı varmış.Şu an o kadar sorunsuz olduk ki görmeye değer.Tek sıkıntı taaaa alsancaktan narlıdereye gitmek.

Bknz:Örn.1.2.Dilara'nın ev ve okulu arasındaki mesafe.

 Birde organizatör birilerini tanıyorsanız haber verseniz de cemiyette pişiyorum'u getirtsek ya.Adamlara gelin dinleyek dedik gelemeyiz dedi.Çok üzüldüm arkadaşlar böyle değerli gruplarımızı kırmayın,bükmeyin,çocukların ulaşamayacağı yerlerde tutun.
Dip Not:Arkadaşlar bilen bilir,bloggerda istatistik kısmı vardır ve orada hangi aygıttan girdiğinizi ne zaman,neye girdiğinizi görürüz.Heh diyorum ki:GİRME ARTIK AMK YA Bİ DÜŞ YAKAMDAN!

21 Eylül 2013 Cumartesi

Çok Sinirliyim Ulan

Kendi halinde bir şeyler yazmaya çalışan biriyim.Yazmak benim için apayrı bir şey ve uzun zamandır yazabileceğim herhangi bir ortam oluşmadığından yazamıyorum diye kendimi yiyordum.Yazabilmek için o transa girdiren melankoliyi tutturana kadar yapmadığımı bırakmadım.Gerçekten bu konu üzerinde aşırı derecede beyin patlattım ve uğraştım.Üstüne emek karşılığı olarak yazılarımın,şiirlerimin hatta "buradaki günlüklerimin" yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir twitterda yazdıklarımı çalan kişi tarafından çalındığını gördüm.Tamam alıntı yaparsın,linki falan koyarsın gıkım çıkmaz,hatta gurur duyarım yazılarım beğeniliyor diye.Fakat bu durum çok farklı.Çalma işlerine tahammülüm yok.Her neyse arkadaşlar vatandaş 18 yaşında ki bence 15,mina adında,istanbulda yaşayan bir plankton.İdrak ettiğim kadarıyla şu ortam meraklısı dediğimiz tiplerden ve ergenliğinin henüz en deli fırtınalarında yaşıyor.Twitter adresini spam yeme korkusundan kapattı.Kapatmadan öncede hesabımı iyi hacklemişsiniz gibi saçma sapan şeyler yazdı.Bu da tumblr adresi: http://buralarcokgay.tumblr.com/
 Arkadaş bi söyleyeyim dedim sonuç olarak ama bu sübyan eğer olur da izmir sınırlarına girerde haberim olursa o vakit bıçak şov yapıcam.......Şakayla karışık gerçekten çok sinirlendim.Her neyse arkadaşlar bilginize olsun tumblr adresi bu takip eden varsa yazdıklarının kendine ait olmadığını bilsin.İygünler.

16 Eylül 2013 Pazartesi

Kısa Özet

-Dokuz Eylül GSF Tekstil Tasarım öğrencisi olarak hayatıma devam ediyorum.Belki memnun kalırsam bölümden değiştirmem.Okuldan memnun kalırsam da burda kalırım ama hiçbiri olmazsa istanbuldaki sınavları artık bi deneyeyim yani içimde ukde kaldı.
-Çekirdek kadro olarak üniversiteye nakloluyoruz.Gerçekten hiçbir şekilde ayrılamıyormuşuz.
-Dişçi koltuğunda soğuk terler döktüğüm,mide spazmları geçirdiğim halde yarın itibariyle dişlerimi yaptırmaya gidiyorum.
-Kendime bir şeyler dikip giyebilecek kadar dikiş makinesini kullanmayı öğrenmişim.Sürekli etek dikiyorum.
-Bütün bir yılı oğlan çocuğu edasında geçirdikten sonra bana bi haller oldu kız çocuğu sıfatına geçtim.Son 1-2 haftadır etekten başka bir şeyi zor giydim.
-Onun haricinde evden çıkmak istemeyecek kadar dışarıdan ve dışarıdaki o boş saçma insanlardan soğudum.Yolda yürürken bile sinirden geberiyorum.
Böyle.

7 Eylül 2013 Cumartesi

07.09.2013

 Yaşamak zannettiğimden de zor.Sonbahar geldi.Kış gibi.Ya da yaz.Bilmiyorum biraz mevsimsiz gibiyim.Boğazım şiş.Burnum akıyor.
 Kimseden zevk almıyorum,kimse eğlendirmiyor,kimse ilgimi çekmiyor.İnsanlardan uzaklaşınca kendime sarılıyorum...
 Şımarık çocuklar gibi sürekli sıkılıyorum hayatımın içinde olan şeylerden.Yenisini istemeye yüzüm yok.Korkuyorum.Hava soğuk gibi.Sigara içemiyorum.
 Ruhumda sancılar yaratan insanlar ve anılar var.Geriye almak istediğim şeyler var.Geriye almak istedikçe pişmanlığım artıyor.Her şey bana ait değilmiş gibi.
 Gece diye tekrarlıyorum bir süredir kendime.Gece gibi bir şey lazım benim hayatıma.Ruhunda geceye dair bir şey olan.Gece gibi olan.
 Birini sevebilmek istiyorum.Kalbim çarpmıyor.Kalbime çarpılmasın istiyorum artık.Kırılmadan sevebilmek istiyorum.Zor gibi.
 Kendime sözler veriyorum.Tutamıyorum.Kendimi hiç sevmiyorum.Belki kendimi sevsem...Kendimi bile sevmeyi beceremiyorken bir de arsız isteklerde bulunuyorum.
 Sadece güzel bir tek umuda sahibim.Sonbahar güzel geçmek zorunda.Bir şeyler değişsin.Ben kendimde yaşamaya başlamadan bir an önce bir şeyler değişsin.

 İyi sonbaharlar.

4 Eylül 2013 Çarşamba

Bi' Dakika


Şiir sokağa aittir,sokaklar şiirle güzeldir.İlginize...

30 Ağustos 2013 Cuma

30.08.2013

Ihlamur ve yasemin kokusunun neler anlattığını bilmeyen aynı insanlarla atmosferi paylaşıyoruz.Yazık abi ya.Ölün gidin amına koyayım.Her neyse konumuz bu değil.Bu aralar müthişim gerçekten dikiş nakış,resim,kitap,film hatta karaoke bile yapıyorum........(ses tellerime sıçmışlar arkadaşlar).Bol aktiviteli ve bol boş yapmalı günler geçiriyorum.Ama işin en tuhaf tarafı bu aralar gözümde insanlar düşüp düşüp ölüyor.Yahu ne gereksiz insanlarla muhatabım ulan ben.Öyle bir deliriyorum ki böyle konuşurlarken gözümü çıkarıp ağızlarına sokmak istiyorum.
 Bunların haricinde.Bir salise önce annemin arpa pilavı yaptığını öğrendim.Açım.Hatta açoğluaçım.En sevdiğim yemeklerden biri kendisi zaten.Size ne gerçi amına koyayım.

27 Ağustos 2013 Salı

Helezon

 Gece büyük bir şey.Gece saat 12yi geçtikten sonra başlar.Ölümün doğuşudur belki.O sıkıntı ve soğuklukla tuhaf bir buhran geçirir.Işıklar söner.Ve yeni bir dalış gerçekleşir.Gecenin ritimli bir sesi vardır.O ritme eşlik eden bir kokusu ve rüzgarı vardır.Ölümle korkuttuğu insana doğumla müjde verir.Ferahlatır.En içinden çıkılmaz durumlarda bile meditasyona sokar.Kokusu uyuşturucudur.Gri,senkronize ritimlerle dans eden siluetleri anımsatır.Huzurludur.Gece bir çok şeydir.Her şairin geceye yazılmış bir dizesi vardır.Gece enerjidir.Gece ölümdür.Gece karanlıktır.Gece huzurludur.Gece her insanın kavrayabileceği bir olgu değildir.
 Suçluların büyük bir bölümü gece suç işlemeyi tercih eder,gecenin kapatıcılığına güvendikleri için.İnsanların bir çoğu gece sevişir,gecenin şehvetine katılmak için.Hüzünlü insanların çoğu gece ağlar,gece bir arınma ritüeli olduğu için.İnsanlığın büyük bir kısmı gece uyur,gecenin korkulu kollarına kapılmamak için.
 Belki de gece tanrıdır.Belki gerçek yaşam,gerçek ideal gecede saklıdır.

25 Ağustos 2013 Pazar

25.08.2013

 Günlerdir yazmıyorum diye giriş yapmam artık klişeninde klişesi oldu da çıktı.Fakat açıp açıp kapıyorum.Çok şey değişti desem yalan olur ama hiçbir şey değişmemiş de değil.Ne bileyim.Hayatımda virüs gibi gezinen insanlar varmış gibi geliyor.Ama buna bir şey yapamıyorum.Değişiyorum diyemem.Değişecek gücüm pek yok.Bir haftada çok şey gördüm diyebilirim.Çoğu şaşırtıcı belki.Ama şaşırmıyorum bile.
 Bazı insanlar sadece yalnız olduklarında hatırlıyorlar beni.Bu yüzden hiçbirini hatırlamamayı tercih ediyorum.Bazı insanlarsa sürekli yanlarında olayım,her şeylerini yapayım istiyorlar,onlardan da uzaklaşıyorum.Ben insanlara mesafelerle yaklaşmayı sevmiyorum.Ama mesafe koyma işine baya bi alıştım.Yalan söyleyemem.Bu durum beni rahatsız da ediyor.Sanal bir görüntü oluşturuyor resmen.Birilerinin istediklerinin olmasındansa benim istemediğim olsun daha iyi diyorum.Bu benim sürekli yaptığım bir şey zaten.
 Artık hayatımda bir dayanak istiyorum.Gerçekten varlığını sorgulamayacağım biri.Belki de birini sevsem hepsini toparlar ama insanlara uzaktan bakınca sevecek yönlerinin olmadığını görüyorum.Kendi içlerinde bu kadar çok rengi barındırıp da ahenge sokamayan zavallı sürüsü onlar.
 Bugün resim yaptım,suluboyayla bir de otoportre yaptım.Ruh halimin yansıması oldu gerçekten.Sonra ygsye biraz bakındım.Falan filan.Sıkılıyorum çok ama şu andan değil.Geleceğin gelmemesinden.Zor geliyor çok şey ve yinede istiyorum.

19 Ağustos 2013 Pazartesi

18.08.2013

Alışıyorum.İstediğim şeylerden biri de netlikmiş.Şimdi ne yapacağımı biliyorum planım hazır.Hiç bilmediğim bir hayata alışacağım ve bu beni nevrotik bir şekilde mutlu ediyor.Bu sefer ne yapmayacağımı biliyorum ve neler yapacağımı da.Mutlu olduğumu söyleyemem,kendimle gurur duymuyorum.Sadece yüklerimden arındım.Bunun rahatlığını hissediyorum.
 Ve yeniden canlanıyorum.Yeniden sahip olduğum bir sonbahar hayalim var,yapmak istediğim bir sürü şey var.Bundan sonrasında özleyeceğim insanlar olacak,belki de hayatımın çok sonrasında tekrar yolumun kesişeceği ama şimdilik bunları düşünmemeye çalışıyorum.Geç gelen tatilim başlamış bulunuyor.Her ne kadar hala çizim yapma dürtüsüyle a4lerimi kaldırmamış olsam bile.Ve kendime şubat ayı için bir liste yapıcam.Umarım o zamana kadar yerine getiririm.
-Dikiş dikme konusunu bütün ayrıntılarıyla öğrenmek
-Ygsye tekrar çalışmak ve sınavda bilmediğim soruları yapmamak
-Resim çalışmak,özellikle anatomi ve kumaş
-100 tane kitap okumak
-Haftada en az 3 film izlemek
 

17 Ağustos 2013 Cumartesi

17.08.2013

Tanrının yaptığı benimle taşak geçmek.İstediğim hiçbir şeyi vermiyor ama böyle bir havaya uyandırıyor beni.Ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum? Bu havayı çok seviyor-d-um ve böyle havalarda hep üstüme ilham hücum eder ve bende bi'şeyler yapardım.Ama bugün gözlerim şiş ve kahvaltıda şehriye çorbası içiyorum.

16 Ağustos 2013 Cuma

16.08.2013

Hayatımla ilgili elimden gelen tek şey sakinleştirici içip uyumak.Yarın akşam 12de kalkacak o otobüste olamayacağım.Ait olabileceğim hiçbir yerim olmayacak.Umarım hiçbiriniz daha kötüsüne maruz kalmazsınız.Çünkü hayatınız ellerinizin arasından kayıp giderken sigara köklemekten başka hiçbir şey yapamıyorsunuz.

15 Ağustos 2013 Perşembe

İygeceler

Şu hayatta övünebileceğim şu kadar şey var:
Kitaplarım
Yazdığım şiirler
http://www.trntbl.me/gulemiyoruz bir de buradaki şarkılar

14 Ağustos 2013 Çarşamba

14.08.2013

Kafaları yemek üzereyim.Bahsettiğim her şey gerçek oluyor ve hala herkes inkar ediyor.Bunun eziciliği altında kendimi yiyorum.Bugün bomboşum ve ne yapacağımı bilmiyorum.Evde durmak istemiyorum ve sokak sınırlarına çıkmak da istemiyorum.Ve yalnız olduğum gerçeğini değiştiren hiçbir şey de göremiyorum.

12 Ağustos 2013 Pazartesi

11.08.2013

Melankoli insanoğlunun en büyük icadıdır elbet.Bu aralar aklım,fikrim sirk cambazları.Sorgulamaya başladım yine.Kendimde yeterli olmayan ya da olup da olmasını ortaya çıkaramadığım şeyler görüyorum.Kendime inanmıyorum.Belki de benliğimi gerçek yönlerinden açığa vurmadığım için kendime sadakatim kalmadı.İçimde bir şey yalan söyleyeceğime inanıyor.Sorgusuz sualsiz güzel.
 Patti Smith yeni ilham kaynağım.Bugüne kadar ilham aldığım sayılı kişiler arasında.Gerçi toplasanız ilham aldığım kişi sayısı 10 u geçmez.Genelde kadınlar olur.Ruhumda bir şey bastırılmış bir anarşiyi seviyor.Ya da bunun ataerkil bir toplumda büyüyüp feminizmle dışavurumu da olabilir.Çocukluğuma indiğimde hiçte cinsiyet ayrımcılığı göremiyorum ama vardır bir hikmeti demeli.Her neyse işte.İlham kaynağı benim için iyidir.İçimden her şeyi yapmak geliyor.Tabii ki şu ara fiziksel koşullarım uygun olmasa da muhtemel ihtimal bir ay sonra tamamen bağımsızlığa kavuşacağım.
 Önümüzdeki hafta pazartesi istanbulda mimar sinanın sınavında olucam.Öyle umuyorum.

9 Ağustos 2013 Cuma

08.08.2013

Geçen yıl bugün hayatımın en sikik günlerinin en üst sıralarında gelecek bir gündü.Dün gibi hatırlıyorum.Acımı bastırmak için can acıtıyordum.Koskoca bir yıl,365 gün,zehir zıkkım geçti.Dibin en dibini gördüm.Gücümün en aşağılara indiğini de gördüm.Canım çok yandı.Bir o kadar da insanların canını yaktım.İçtim,sıçtım,kustum,ağladım.Ama her şeyin bir sonu varmış işte.Belki de bana öyle geliyor ama ayağa kalktığımı hissediyorum.Bu iyi bir şey olmalı.Yine başım dönüyor.Yine ağzımda kekremsi tat.Bütün bunlardan haz duymayı özlemişim.Şimdi tek bir eksiğim var ve bende bekleyeceğim.Her şeyin çok yakın olduğunu hissediyorum.Hayatımın artık değişeceğini hissediyorum.

8 Ağustos 2013 Perşembe

ARKADAŞLAR EHEHEHEHEH


Moralin böylesi.Tekstil'de 8. oldum.Eheheheheyy
 Sanırım bu yıl mimar sinanı kazanamazsam da üzülmeyeceğim.Sonuç olarak güzel bir derece benim için.Bir yıl okur sonra da go go go mimar sinan.

7 Ağustos 2013 Çarşamba

bütüngünüiçerengece

http://www.youtube.com/playlist?list=PLd1Jfe3BJzT1iqj2z2hbrRMxHEa8JDG1F

Bok varmış gibi her yerde paylaştım ama dinleyin falan işte.Belki bilmediğiniz bi şarkı vardır da listede tutulursunuz şarkıya manyak karının birinin listesinden buldum falan diye anarsınız.İygeceler.

07.08.2013

Gücüm yok.Tanrım güçsüz kalmak bu kadar yoğun bir şey olmamalı.Beni bu kadar unutmamalı.Neyse sikerim.Ağlanmayacağım tabii ki.Beni gerginliğe sokan insanlar ve ben konuşamıyorum.Bu yüzden de çok üzülüyorum.Ondan kaçıcam bundan kaçıcam derken kendimden bile kaçmayı başardım amına koyayım.
 Mimar sinan sınavına girmeye korkuyorum ilk aşamayı geçemezsem resim yapmayı ciddi ciddi bırakırım çünkü.Eğer resim yapmayı bırakırsam ne sikim olucam onu da bilmiyorum.Dün akşam aylak adam kitabını bitirdim.C benim için büyük bir adam ama aylak olmaktan korkuyorum.Bunda babamın bana bırakacağı milyarlar olmamasının katkısı da olabilir tabii.
 Bugün dr'dayken bir anda ankara havası çalması çok abes oldu.Bir sürü küfür ettim.20 metrekarede her rafa 10 dakika bakmak suretiyle bir sürü zaman geçirdim.Beni aylardır mutlu eden tek şey başkalarının kurguladığı hayatlarda yaşamak.Bu yüzden dr olsun,netkitap olsun zengin ettim hep.Sahaflardan alışveriş yapamaz oldum.Sahafta yok zaten artık.Sahaf dediğin eski ikinci el kitap satar amına koduklarım tansaşın kitap reyonuna döndü.
 Neyse.Resim konusu muamma.Yarın bayram.Piyangodan para çıksın istediğim kitapları aynı anda alayım.

6 Ağustos 2013 Salı

05.08.2013

Bir şey yazmalı,
 Nefes alamamak.Boğazına sarılan ele dönüşmüş iç ses.Sağ gözüm ilk damlıyor.Sonra sırayla.Aksatmadan.Saatlerce ağladım.Hiç farkında olmadan bile.Arkamı döndüğümde yanımda olan insanlar varmış.Umut.Yüce aşağılık duygu.Onların suratları.Dokunuşları.Bazen bazılarının varlığı insanın içinde ışıklar açtırıyor.
 Kötü zamanlar geçirdim.Uzun bir zamanı kötü geçirdim.Bugün yine geçmişi özledim ve bugün yine ne olacağını bilemedim.Ama ehlileşmiş bir ruhla düşündüm bunları belki bu yüzden zararsızdı.
 Senkronize yaptığım işlerimi yapmıştım.Mutlu gelmiştim belki.Bilmiyorum.Meğer içimde sürekli taşmayı bekleyen bir şeyler biriktirmişim bunca zaman.Ben yine en çok zararı kendime vermişim.Şimdi düşününce ortada hiçbir şey yokmuş.Ama benim içimde biriken bir sürü şey varmış.Domino taşları gibi işte.En küçük darbe ve gösteri.Aynı o hesap oldu her şey.Ne yapacağımı bilemeyip kararsızlık içime büzüldüm,büzüldüm ve güm! Kriz geçirmeyeli uzun zaman oluyor.Ama o an diğerleri kadar ağır olmadığını anlamıştım.Kısa süreceğini biliyordum.İnsanlara rahatsızlık vermemeye çalışıyordum.Ellerime tırnaklarımı geçirdiğimi anımsıyorum.Bunları utanarak yazıyorum.Kendime verdiğim sözü tutmalıyım.
 Bütün geceyi düşünerek düşünemeyerek geçirdim.Klimaya takılmış cdler asla aynı anda dönmedi.Aylak adam asla normal olmadı.Ahmet Erhan asla şiir yazamayacak.Bir daha asla eskisi gibi olamayacağım.
 Hayat garip.Uykuyla uyanıklık arasında asırlar çekiyor.Neden aramayı bırakmışım.Ama sonuç konusunda hala ısrarcıyım.Belki...Belki paylaşmam gereken bir şey var ve.Neyse işte.İç sesimde yalnızım,ama varlıkta yanımda birileri varmış.En önemli şey tabii ki dozajında yalnızlık.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Ölümseyerek Bakıyor Dünya Biz Gülümseyelim...


Onunla erken tanıştım.İlk söylediğim şey olmuştu Ahmet Erhan'la ilgili "yazmam gereken şiirleri yazmış" oluşu.Değer görmedi bu para çemberi dünyada.Belki bir belki iki kişi biliyordu onu.Birini paylaşamamak bu olsa gerek babam gibi sevmiştim.Kitapları beni onun ruhuna soktu.
Ahmet Erhan'ı anlamak...Zordur belki.Belki kolaydır.Ama bir şişe rakıdır belki.Belki tuborg.Yaşayan birine bağlanmak daha da zormuş bu dünyada.En sevdiğimdi hala Gülşiir.Sonsuza kadar da öyle kalacak.Huzur içinde yat demek ne zordur.Meğer o gece cayır cayır yanışı izlediğim bir dağ değilmiş.Terk edişiymiş bu kurnaz dünyayı.Elbet tanışacağım seninle.Elbet bir gün göreceğim ve hesabını soracağım niye yazmam gereken her dizeyi benden önce yazdın diye.


29 Temmuz 2013 Pazartesi

Allahım tek istediğim mimar sinandan kazanabileceğim herhangi bir bölüm birde kazanma sevinciyle gideceğim bir adet rock n coke başka bir şey istersem (şimdilik) gözüm çıksın.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

21.07.2013

Bir şey diyemem bugün.Üzgün bile olduğumdan şüpheliyim.Ama hissedemiyorum.Hiçbir şeyi.Göğsümde yatan küçük çocukların masumiyetini hissettikçe boğuluyorum daha çok.Her şeyim çalınmış gibi.

21 Temmuz 2013 Pazar

Yatağın Turgut Uyar Tarafı




Sizin alınız al inandım 
Morunuz mor inandım 
Tanrınız büyük âmenna 
Şiiriniz adamakıllı şiir 
Dumanı da caba 
Ama sizin adınız ne 
Benim dengemi bozmayınız 

Bütün ağaçlarla uyumuşum 
Kalabalık ha olmuş ha olmamış 
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum 
Ama ağaçlar şöyleymiş 
Ama sokaklar böyleymiş 
Ama sizin adınız ne 
Benim dengemi bozmayınız 

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de 
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı 
Yangelmişim dizboyu sulara 
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum 
Hiçbirinizle döğüşemem 
Siz ne derseniz deyiniz 
Benim bir gizli bildiğim var 
Sizin alınız al inandım 
Sizin morunuz mor inandım 
Ben tam dünyaya göre 
Ben tam kendime göre 
Ama sizin adınız ne 
Benim dengemi bozmayınız 

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Ölmeden önce gitmem gerek

Bilmiyorum,otogar olmasa yolunu izini dahi bilmem.Ama orada beni çeken bir şey var.Sanırım bu ruhuma dahil edilmiş.
http://www.youtube.com/watch?v=EcU7C-lm2Hg
 Eğer bu dinlediğin ne diyecek olan gavatlar çıkacaksa ben sizin dinlerken dertlendiğiniz pink floydu sikerim diyorum.Sevgiler,iyi geceler.

19 Temmuz 2013 Cuma

19.07.2013

 Birkaç gündür sabahları güzel uyanıyorum.Uyanır uyanmaz gülüyorum hatta.Kız kardeşim kahvaltı hazırlamış oluyor,evden çıkana kadar onunla konuşuyoruz,televizyon izliyoruz.Sonra hazırlanıp evden çıkıp otobüs bekliyorum.Müziğe ve kitaba gömülüp izmirin bir diğer ucuna gidiyorum.Otobüsten inip dinlediğim şarkıyı içimden söyleyerek yürüyorum.Kursa gidiyorum.
 Her gün her şey buraya kadar güzel.Ancak oraya adım attığım anda sanki yürüyen karadelikler beni istemediğim bir ruh halinin içine çekiyor ve sonra bütün günüm içimde yazdığım denemelerle geçiyor.Pek konuşmuyorum.Konuştuğum şeyler sadece sınav hakkında.Açıkçası çekilir bir yanı kalmadı.Üstelik insanlarda beni iyice saf dışı bırakıyor.Saf dışından kastettiğim şey ruh halimin içine edip bir de hepsine ayrı ayrı kötü davranıyormuşum gibi hissettirmeleri.
 Belli bir noktaya kadar herkese müsamaha gösterebilirim fakat artık tahammül sınırlarımın orta yerine ediyorlar.Ve bende onların bu değişken ruh hallerine göre şekillenmekten,kuklalarıymış gibi davranmaktan çok yoruldum.
 Kimseden anlayış istemiyorum.İstediğim tek şey netlik.Belirsizlik sevmiyorum.Katlanamıyorum.Ama insanların zor anlarında telefon ettiklerinde yanlarına koşuyorsam belki de bu kadarını isteyecek kadar bir hatra sahibimdir diye düşünüyorum.

14 Temmuz 2013 Pazar

14.07.2013

 Saçlarımı anneme ördürdüm sabah.19 yaşındayım ama hiç büyümek istemeyen bir kız çocuğuyum.Büyümek çok büyük bir eylem değil mi?Yaşamak istediğim şehirler,okumak istediğim kitaplar ve yazmak istediğim şiirler var.Ama her geçen gün yetişkin sayılmanın sorumluluğuyla ezilip gri olan ne varsa oraya çekiyorum kendimi.Hayat çok zorlu bir şey aslında.İnançlarını baltalıyor insanın.En önemlisi kendine olan inancını bitiriyor ve bu da çırpınmadan suda ölmeyi beklemeye eşdeğer.
 Neyse bir fotoğraf gördüm az önce İngiltere'ye ait.Orada yaşamam gerektiğine dair bir hisse kapıldım.Ama şu aralar daha ülke sınırlarında başka bir yerde okuyacak bile enerjim yok.Ki buna keza kazanamam da başka bir yeri.Umutlarım kırık biraz o yüzden.Kendime planlar üretmekten ve kendim olmayan etmenlerden dolayı planlarımın sonuçlanmamasından çok yoruldum.
 Belki 1-2 hafta içinde bir mucize olur ve bende tekrar kendimi hatırlarım.

13.07.2013

Artık tarih kısmına 5 yazmıyorum.Ama geçen yıl bu zamanlar aklıma geliyor hep,arada bir üzülüyorum böyle.Yeni insanlar tanımayı özlemişim onu farkettim bir de.Yeni insanlar tanımak insana çok iyi geliyor.Bugün kitap alışverişine çıkmak yerine kız kardeşime kitap aldırdım.Ama okuyacak daha çok kitabım var.Ve şu an farkettim ki yazamayacak kadar götümden uyku akıyo.Hepinize iygeceler arkadaşlar.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

12.07.2013

Ya arkadaşlar çok boktan her şey gerçekten.Dokuz eylüle hala kayıt yapılamıyo,mimar sinanın gerçek sınav tarihi değilmiş gördüğüm sanki biri ben sınavlara girmeyeyim diye oyun düzenliyo.Zaten bakmayın sürekli konuştuğuma bok gibi çiziyorum.Muhtemelende bi sikim kazanamıcam bu yıl.
 Her neyse koy göte gitsin ya saçlarım dökülcek sıkıntıdan artık.Uğraşmama kararı aldım.Kursa da gitmicem yarın mis gibi kitap alışverişi yapıp evimde ölücem.Belki dikiş dikerim.Dikiş makinem var bu arada ama kullanmıyorum çünkü vaktim yok.Kursa nasıl bi odaklandıysam kendimi siktim resmen.
 Ağzımın bozukluğundan canımın burnuma geldiğini anlamışsınızdır zaten.Her neyse.İnsanlara kötü enerji saçmayı ya da yanımdan çevremden kaçırmayı sevmiyorum ama kötüyken,kötü hissediyorken üstüme gelmeyin.Sizin için yararlı yani.İygeceler.(hala küfretmek istiyorum)

12 Temmuz 2013 Cuma

11.07.2013

Yine tarih kısmına 5 yazdım.Mayıs ayında ne yaptığımı merak ediyorum doğrusu.Bazen hafızayı resetlemek çok kolaydır.Dedim ya daha önce belki denk gelmişsinizdir iz bırakmak ancak ve ancak yaralarla mümkün olur.Muhtemelen önümüzdeki yılda bu zamanları belki 2013'ün tamamını hatırlamayacağım.
 Geçen gün yolda yürürken ben yine sitem dolmuşken aynı sözleri sarf ettim.Geçen yıl ne güzeldi! Kız kardeşim hep aynı şeyi söylüyorsun sende önümüzdeki yılda bu yıl için aynılarını söyleyeceksin dedi.Ve bende onay verdim.En çok kullandığım cümlelerde ikinci sırada geliyor.Haklı.Birinci sırada da ben böyle değildim var.Hatta şarkısı mı ne varmış,bir arkadaşım şaka mahiyetinde bana attı bak bu senin şarkın diye.Heh dedim evet tam olduk şimdi.
 Hayatım şu ara yorucu.Sınav stresini ben ömrü hayatım boyunca hiç yaşamamıştım.Keşke biraz daha sorumluluk sahibi olsaydım.Ama şu an elimden gelen pek bir şey yok.
 Her neyse.Ben 7 aylığım bir de beklemeyi sevmiyorum.Beklediğim bütün otobüsler hemen gelirse çok mesut bir insan olucam.

9 Temmuz 2013 Salı

ALLAHIM YA MİMAR SİNANIN SINAV TARİHİ AÇIKLANMIŞ KAFALARI YİCEM AYLARDIR BEKLEDİĞİM AN GELDİ İNTİHARA MEYİL ETTİM RESMEN ÇOK KORKUNÇ ULAN BEN NAPCAM LAN Bİ DE 1 AY İSTANBULDA KALMAM GEREKCEK ALLAAAAAAAAH

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Ölürsem üzüntüden ölürüm

https://www.youtube.com/watch?v=mUVdQ9R5urk

Gece Şarkısı:

http://www.youtube.com/watch?v=x40ZDD94V10


06.05.2013

Bir şeyin var mı?
Hayır,yok ya.
Var,var belli.

 Hep aynı teraneler.Eve yeni geldim.Havanın insanı boğazından yakalayan sıcaklığı beynimi bitiriyor.Çok yorgunum.Eskisi kadar güçlü değilim.Güç benim için anlamını çoktan değiştirmiş.Meğer güç içinde olunca potansiyel bir şeymiş,yüzünde olunca değil.
 Kalbim sıkışıyor,mideme bir sürü ağrı giriyor.Büyüdüm.Büyüdüm ve üzüntülere tepki veremez oldum.Vücudum benden bağımsız bayrağını çeker oldu.Artık yollarda gözlerim kararıyor.Belki de ruhen yalnız olmak bu noktada benliğimi biraz daha eziyor.
 İsteğim çok bir şey değil.Sadece biraz samimiyet.Gerçek bir şeyler,sanal görüntüler,sanal insanlar değil.Hayatımın en yorucu yılını geçiriyorum.En son ne zaman mutlu oldun sorusuna geçen yıl derim.Bilmiyorum.Ama kalbimin gerçek anlamda ezildiğini hissediyorum.
 Saatlerce gülücükler saçan,neşeli olan kişi gerçek değil.Kendimi şarj edilen bir cihaz zannediyorum.Şarjım bitince aynı konuşmalar dönüyor.
 Bir şeyin var mı?
 Hayır,yok ya.
 Var,var belli..
 Devamı gelmeyen cümleler arasında boğulup yok oluyorum.

4 Temmuz 2013 Perşembe

03.07.2013

Ebemi çizicem o derece resim çalıştım bugün.Kafamda bal kavanozu dökülmüş gibi kokuyor,kusucam.Çok yorgunum.Kafam çok yorgun.Boşayacak kocam olsa diye bakıyorum resmen.Bir şeyleri terk etmek bi insanda alışkanlık falan yapar ama kişiliğinde bulunmaz.Normal şartlarda.Fakat bende hep mevcut.(mevcut kelimesini hatırlamak için 10 saniyeye yakın düşündüm.aslında 10 saniye uzun bir zaman.)
 Bazı insanları falan hatırlarız bazen.Bende o oldu az önce.Önemsemediğiniz insanlar falan işte.O insanlar niye hep çok değer veriyor?Tam bir muamma.Ahahah aklıma gelen anıda o kadar saçma ve komik ki.Anlatma konusunda çok şüpheliyim.Sadece şu kadarını söylemek istiyorum beyazın içindeki tek siyah olduğunuzu düşünün.O derece sırıtırsınız görselde.Heh işte bende öyleydim.Ama yinede hep beraberken eğlenirdik falan.Aralık ayında beni kursa gönderdikleri an geldi aklıma.O kadar komikti ki.Evde yine kaç kız olduğunu hatırlamıyorum ama sayımız baya bir fazlaydı.O kadar kişi gardırobumu işgal edip beni giydirip öyle göndermişlerdi.Giydirme nedenleri tabii ki de benimle beraber ölümsüzlüğe kavuşacak.Her neyse.
 Bunu hatırlayınca bi içim buruldu.Çünkü o zamanlarla kıyaslarsam şu ara gerçekten arkadaş samimiyeti denilen şey hayatımda noksan.O saçma anları o kadar çok özledim ki.
 Belki de bu yüzden çok tiksiniyorum hayatımdan.Çünkü elimdeyken o güzel şeylerin hiçbir zaman kıymetini bilmedim.Anca ah vah etmeyi bildim.
 Umarım mimar sinanı kazanıp siktir olup giderim ve hayatıma sıfırdan başlarım.
 Dip not:Tarih kısmına sürekli 7 yerine 5 yazıyorum.Sanırım beni mayıs ayına kilitlemişler.

2 Temmuz 2013 Salı

02.07.2013

Bazı günler telefonuma nasılsın mesajları gelsin istiyorum.Muhtemelen eski sevgilisinden dert yanacak ya da benimle bir şeyler içmek isteyecek olanlardan değil.Karmaşık bir cümle oldu.4 günün sonunda camel softum bitti.Şimdi kalkıp tütün sarıcam.
 İnsanlar hep kendi dertlerinden bahsediyor,hep ama hep.Çok canım sıkılıyor bu duruma.Beni de hatırlayın arada.Gerçekten söylüyorum.Konuşmayı bile unuttum.Kendim hariç birilerinden destek almayı unuttum.Beni bu kadar da yalnız hissettirmeyin artık.
 Bir de annem bir daha dondurma yer misiniz diye sormasın.Annem hiç samimi gelmiyor.Ya da normal biri olmaya çalışması bir paradoks yaratıyor.
Gece notu: 39 tane sigara sarmışım.Çok güzel bir film izledim ve kız kardeşim çantamın içinin kütüphane gibi olduğunu söyledi (yanımda 4 kitap taşıyorum).

1 Temmuz 2013 Pazartesi

01.07.2013

Ellerimde tutamayacağım bir çok şey var.Ama bunların ilk sırasında kendim geliyorum.Ne yapmam gerektiğine dair bir sürü fikrim var.İçimde duvara karşı koşan bir çocuk var.Neresinden tutsam elimde kalacak diye o kadar çok korkuyorum ki belki de bu yüzden yerimde saymak yapabileceğim tek şey.
 Mümkünse bu mevsimleri geçelim.Sonbahar gelsin.Hiç olmadığı kadar ihtiyacım var bu mevsime.
 Bi de bugün puantiyeli sırt çantası aldım.Çok güzel.Ekleyebileceğim son şeyde "Kediler Güzel Uyanır".

25 Haziran 2013 Salı

1,2,3,3,153465973,75496743,47875496+7+979

Akşam kalem kırma partisi düzenleyeceğim gençler.Cemiyette Pişiyorum-Adım At Boka Bat eşliğinde.İllegal herhangi bir etkiye maruz kalmazsam bundan sonra resim yapmayı bırakıyorum.Sorsanız ressam adı bilmem ilgilenmem ama senelerdir götümü yırtıyorum çizim diye.Yeteneğin var diyenlerinde safi orospu beyinli olduğunu düşünüyorum.Bu saatten sonra da benden bi sikim olmaz zaten.Artık hayırlısı ne tutarsa bahtıma.

Dip not:Ve yine sorsanız edebiyat diye size saatlerce anlatacak şeyim var.Çünkü ben beyinsiz salağın tekiyim.
Dip not 2: Geçen senede aynı boku yapıp 1 yılı üniversitesiz geçirdim.Dünden beri kendimle öyle bi kavga ettim ki sonuç bugün kursa gitmemden yana.Düşüncem şu siktiğimin üniversitesini kazanayım da sonra zaten sikimde olmaz resim.

30 Mayıs 2013 Perşembe

30.5.2013

The Do eşliğinde mercimek köftesi yapmak gibi şu hayat.Eğlenceli,domestik ve saçma.Günlerdir yorgunluktan geberiyorum.Aslında herhangi bir bokta yapmıyorum.Ama canım çıkmış gibi hissediyorum.Ruhsal yorgunluktandır belki diycem de öyle bir şeyde söz konusu değil.Bu ara bi kaçıklık var belli.Henüz çözemedim.
 Kurs haftada 5 gün oldu.Kaan abi iyice çıldırdı.Mimar sinanı kazanamayacakmışım gibi geliyor ve bu beni gerim gerim geriyor.
 Hayatın bütün eylemlerinden yoruldum.Kaçmak istiyorum.Sahil kasabası olur,köy olur,dağ olur gitmek istiyorum.
 Başka bir şehre gitmeye de korkuyorum.
 Hiç bilmiyorum,hiç hemde.

27 Mayıs 2013 Pazartesi

26.05.2013

İnsanların acımazsızlıklarının adı mı oldu şimdi her şey? Bilmiyorum düşünmeye pek fırsatım olmuyor.Otobüslerde bilmediğim tuzaklara yakalanıyorum.Aynı ipte iki cambaz oynamaz biliyorum.Elbet biri düşer.Düşene aşık olursun işte onu biliyorum.Konuşmayı istemiyorum.Kalbim o kadar boş ki rutubet tutması olası değil.
 Bazı insanlara üzülüyorum.Bazı insanları bazen seviyorum.Benden nefret eden insanlar var biliyorum.Ve bütün bu insanlar beni ayakta tutuyor.
 Hayat eksik kartlarla oynanan bir poker oyunu.İniltili rüyalarla kalbi donduran bir senaryo.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

24.05.2013

Uykusuz kalıp sabahın köründe uyandığımda ağzımda yaralar çıkıyor.Bi tek bende olmuyomuş.Buna sevindim.Dün kursa gittik.Kaan abi tam beyinlerimizi yakmak üzereydi kii çizim konusunu değiştirdi bizde kağıt kalem yapıştık,oturduk çizdik.Üstüne kursta sabahladık.Gece 3'e kadar çizebildim anca.Sanırım tam olarak hatırlamıyorum da.İnekler tavuk yiyor mu diye sordum.Onu hatırlıyorum.Her mola verdiğimizde atölyenin dibindeki çocuk parkına koştuk.Manyak gibi salıncak,kaydırak ne varsa kullandık.En son üç kişi arka arkaya burgu makarnaya benzeyen kaydıraktan kaydık.İndiğimde kendimi yerde yatıyorken buldum.Cansu yüzüstü kendini atmıştı.Atakan baş aşağı duruyordu.Sanırım gülmekten 5 dakika kimse yerden kalkmadı.Eğlenmek güzel bişey.
 Bugün eve geldiğimde günlerdir bitiremediğim kitabı bitirdim.Resim yapamayacak kadar kafayı yediğimi farkettim.
 Hala gerizekalı gibiyim.Tepkisiz olarak uyandığım saatten beri yatakta oturuyorum.Umarım yarına kadar düzelirim.Teoman konserine gitmek istemiyorum.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

2012 Zarar Ziyan Listesi

2012'ye ne hayallerle başladığımı okudum az önce.Ve bundan sonraki iki senede başka hayal kurmamaya yemin ediyorum şimdi.Allah kahretmesin ben ne zaman bir şey istesem oluyor ama hayatımın amına koyup oluyor.Şu an bunları yazarken içimdeki ses götü başı dağıtıp gülmeye başladı bile.Ne kadar çok hayal varsa o kadar çok bokluk oldu hep bende.Neyse ki şu aralar ve bundan sonraki uzun süre hayal kelimesini ağzıma almayacağımı biliyorum.Zaten realist şeylerle uğraşma kararındayım.
 Aşk istemişim en son aralık ayında aşk kelimesini moleküllerine ayırmıştım.
 Arkadaşlarımla (yani o zamanki arkadaşlarımla) eskişehirde (evet bi ara eskişehire gitmek istiyordum) üniversiteyi okumak istemişim ne o arkadaşlar kaldı,ne eskişehir ne üniversite...
 Bi de paşa dededen miras istemişim ama benim paşa olmayan dedem bile yok,zaten zengin olmak gibi bi hayalimde.
 Zayıflamak istemişim o sorunsuz oldu demek isterdim ama o da şu ilk istediğim şeyle bağlantılı olarak oldu.Aşık oldum,acı çektim,bi baktım yemek yemiyorum,derbeder olmuşum bi baktım dilara bi yılda 10 kilo vermiş.
 Kaba taslak olarak isteklerim bunlarmış.Şimdi okuyup da aman bi bok olmamış ki demeyin efendim.Oldu hepsi ama götüme kazık yiyerek oldu.O yüzden ben bu dilek işlerinden de hayal işlerinden de elimi ayağımı çekerim artık.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Nouvelle vague benim için zaman makinesi.Hayatımın en güzel yılına uçuruyor.Kokusu taze.Rüyası huzurlu.Pasaj sigaraları.Dantel.Vantilatör.Uzun saç sıkıntısı.Düzeyli alkol.
 Çocuklukla gençlik arasında.Her şey daha çok yeniyken.Öldürmemişken.
 Ben hep o kıza özeneceğim.

Bu da zaman yolculuğu makinesi: Liste:2010

19.05.2013

 Sabah nasıl uyandığımı hatırlamıyorum.Ama bi ara giyindim.Mp3'üme yeni şarkı bile atmışım o ara.Ayakkabılarımı bağladığımı hatırlıyorum.Yöneticinin karısı ben asansörden inerken nasıl gençsiniz siz anlamıyorum dedi onu hatırlıyorum.Yöneticinin kızı olan arkadaşım suratımın şişliğin görünce kaçta kalktığımı sordu.Saçlarım artık siyah,mavi değil.Dün sığacığa gittik.Güneş,rüzgar ve benzeri etmenler yüzünden hepimiz sakat kalmışız.Sağ bacağıma basamıyorum.Kollarım ve bacaklarım tırnak izleriyle dolu.Böcek gördüm mü anında kaşınmaya başlıyorum.Sığacık kalesinde tekne çizdik bi de dün.Sait Faik öyküleri gibiydi.Surlardan inemedim.Panik atak geçirmişim.Yükseklik korkum var.Kaan abi inmeme yardım etti.Onunda panik atağı var ama ilaç kullandığı için şimdi otobanda 90 bile yapabiliyor.Araba güzel bişey.Her yere anında gidiyorsun ve giderken dondurma yiyebiliyorsun.
 Bu ara her şey çok güzel aslında.Cansu,atakan,hülya hep beraberiz.Eskiden bi tuhaftı nefret ediyordum hepsinden sırasıyla.Ama şimdi çok güzel.Her şeyi konuşabiliyoruz,kıçına broadway tamponu çarpan gülnazı izleyip gülüyoruz falan.Herkes çok güzel yani.
 Arada böyle yalnızım diye üzülüyorum.Ama yalnız olmamayı denediğim de hoş şeyler olmadı.O yüzden böyle bırakmaya karar verdim.Zaten bu ara tek sıkıntım resim sınavları.Mimar sinanı kazanamazsam 3. sene denemem biliyorum.Edebiyat okumayı düşünüyorum o yüzden.Öğretmen olmak içinde değil.Bilmiyorum işte.Edebiyat güzel bişey.
 Bugün kaan abi atölyede bize bakıp galiba yanlışlıkla sizin beyinlerinizi yaktım dedi.Kafa sallayıp masayla olan ilişkime devam ettim.Dönen merdiven çizebiliyorum artık.
 Saatler önce dükkandan aldığım light colayla da hala bakışıyoruz.Açıp içsem mi acaba? En son aldığım tütünümde tezek kokuyor.Sigaradan nefret etmeye başladım.Camel softtan bile.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Aklıma gelmişken buraya yazmak istediğim bir sürü şey var ve okumamasını istediğim kişiler tarafından okunduğunu düşündüğüm için!!!!!!! yazamıyorum.Ve lanet olası urlmi değiştirmek istemiyorum çünkü urlmi çok seviyorum.Acaba biri bana işaret gönderip blogumun yanlış kişiler tarafından okunmadığını söyleyebilir mi? Çünkü buraya ne yazıyorsam kendime anlatmak istediğim şeyleri naklediyorum ve düşüncelerimi en azından 1-2 kişinin ya da sadece 1 kişinin bilmesini istemiyorum.Zaten bu haneye tecavüz gibi bir şey olur.Her ne boksa işte günlerdir yazamamaktan ya da kafamdaki sesi susturamamaktan kafayı yiyicem.Hala kendim hariç birilerini düşünüyorum.LANET OLSUN.

15.05.2013

Saçma bir amerikan gençlik dizisi izliyorum.Ve "EVVEEET AYNEN ÖYLE" diye saatlerdir bağırıyorum -kendime-. Durum şöyle ki 1 yıl içinde yaşadığım şeyler kötü gençlik dizilerinin başrollerinin de başına gelebiliyormuş.Ve iyi ki eski sevgili denilen şeyin hiçbiri birbiriyle arkadaş değilmiş.Aksine öyle olsaydı gerçek anlamda intihar ederdim.
 Bunlar haricinde bütün gün dizi izledim.Çiğdem yemekten dilimi yardım.Ve sanırım sol ayağımı kırmışım.İyi geceler.
not: Şu an aklıma saçma bir şekilde Hülyayla 216ya binip kaybolmamız geldi.Nereye gittiğini ama nereden kalktığını bilmediğiniz otobüslere binmeyin.(genel uyarı)

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Ne denilebilinir ki?

Dünyanın temellerine korku tohumları saçılıyor.İnsanlar ölüyor,insanlar gülüyor.Korkutucu.İnsanlar bu sıfatı taşıyan bir diğer canlılar tarafından sorumsuz kıyımlara maruz kalıyor.Amacı,kökeni olmadan hem de.Bu vahşilikte ruhunu,beynini sarmaşıklar sarmayan kaç kişi var?
 Umut düşmesi lazım her yüreğe.Bütün insanlığın kalbine.Oysaki tam aksi.Azınlık kesim yaşamayı yaşamak gibi sürdürüyor umudu yüksek şekilde.Geriye kalanlarsa kanalizasyon deliklerinin karanlıklarına sahip,ruhları lağım sularında bekletilmiş varlıklar.Ve onlar bütün insanlığı çekip çeviriyor.Kimse dur demiyor.Kimse dur diyemiyor.Bu ipsiz sapsız düzende kahroluyor düşünceler.Beyaza siyah çalan,doğmamış çocuğa don biçmeyi bırakıp ölüm tarihini yazdıran düzende eriyip gidiyoruz.
 Hiçbir siyasi görüş kurtaramaz insanlığı.Hiçbir müsabaka,hiçbir sempozyum,hiçbir SAVAŞ silahı.Bütün insanlığı sadece sevgi kurtarır.Bütün bir insanlığı fıtrattan gelen o ilkel benlik kurtarır.Hangi kanunda yazar sevinince adam öldürmek,hangi kanun içinde barındırır nefretle toplum kıymak.
 Dili çözülmemiş çocukların kaderlerini ne belirler? Kaç yaşında olduğu önemsiz,daha çocuğuna doyamamış anneleri kim üzer? Evine dönerken ekmek alacak parası bile olmayan babaların onurunu kim kırar?
 Tanrım,gerçekten bütün insanlığın bu vahşiliği bedenimi deliyor.Doyumsuzluğu,ruhsuzluğu.
 Mutlu olmak için gökyüzünden başka neye ihtiyacınız olabilir ki? Cebinize girecek 3 kuruş para mı mutluluğunuzu katlayacak? Ağlayan insanlar mı yakanıza madalyalar takacak?
 İnanç sisteminizde yer alıyor ya,kutsal kitaplarınız da diyor hani, kul hakkı diye siz ki insan kelimesini ayağınızın altında ezdikten sonra başka neye dayanak sunuyorsunuz?
 Gördüklerim güzel değil,gelecek safi karanlık sunuyor.İdeal denilen şey tamamen yok edilmiş.Bu kadar kırıcı olaylar sonunda hala umutla direnmek gerekiyor.Ne olursa olsun,bir yerinden başlanmalı,bir yerinden kurtarmalı her şeyi.Kalbe umut lazım,bütün insanlığa,bütün sistemlere.Çünkü bundan başka geleceğimiz bir hayat olmayacak.

10 Mayıs 2013 Cuma

Dip Not:


Gregor Samsa için söylenecek elbette çok şey oluyor kitabı okuduktan sonra.Kesinlikle okuduktan sonra kalp kırıklığı yaratan ve çoğumuzun yaşamımızın her alanında hissettiği duyguları taşıyor Gregor Samsa bütün iyi niyetiyle.
 Belli nedenlerle ölmeden önce kesinlikle okunması gereken bir kitap.

7 Mayıs 2013 Salı

Hemen sarhoş olmasam belki güzel olurdu

http://www.youtube.com/watch?v=SwZ9htv2tDI&list=PLd1Jfe3BJzT2uLIfPnCEa2XNv6LmaBnx2&index=1

06.05.2013

 Dediğim her şey olmak zorunda.Olmazsa evren kaidesini bozan bir sistem başa geçer yoksa.Benden tiksinen insanlar var,biliyorum.Ama her şey irade meselesi.Benim onlara kayıtsızlığım,onların bana kayıtlılığı.İstedikleri kadar aşağılasınlar.Zaaflarımı en iyi ben biliyorum ve sadece kendimi yenebilirim.Önemseyeceğim çok şey olmadığını biliyorum.
 Her gün evren biraz daha büyürken küçülen insanlara maruz kalmak çok üzücü.Bunları kaale alma gereksiniminde bulunmayan zavallılar elbette var.Hepinizi bu kadar küçümserken hatalarımı görüp düzeltmek de benim daimi görevim artık.
 Benim için artık kısıtlı çözümler ve belirli nedenler var.Bu şehirden gitmeliyim.Ruhumu ezen bu şehirden,suratını gördüğümde kalbime zift damlatan bedenlerden gitmeliyim.Beni dibe çeken,ağır,paslı gardlarla yürümemi sağlayan bu şehirden gitmeliyim.Kalbimi arındırmalıyım.

5 Mayıs 2013 Pazar

05.05.2013

 Hayat acımasız,hayat acıtmasız.Hayat hepsinden daha fazla arıtmasız.Liberal bir baraj dolusu insanın pörsük nefesi kadar geniş ve küçük bir çocuğun ağzından çıkamayan bir cümle kadar naif.Hayır,yalan söylüyorum yine.Hayat elleri nasır tutmuş bir yaşlı kadar aksak ve ağır.
 Düzeni oluşturan maddesel şey insan eti.Temele indirgemeye bayılıyorum.Her şeyin sorumlusu insan.Her şeyden de öte her şeyin böyle küf kokmasını,aşağılanmasını,zirveyi alaşağı etmesini sağlayan yaratıcı.Onun yalnızlığı,onun kalbinin yansıması.Takdire şayan bir sürü güzelliği rutubetten tavanı çökmüş bir eve doldurması bütün başımıza gelenler.
 İnsanlar...Yaratılmış en mükemmel canlı olduğunu iddia eden adi yaratıklar.Fiziksel ağrılarına ruhsal sendromlar koyup sentetik engizisyon mahkemelerinde yargılayanlar da yine onlar.Bitmeyecek soylarına nişan yakılı köhne yalnızlıklarda hayatları devirenlerde.Böyle bir güçten bahsederken elbette acımasız olacağım.İnsanları sevmiyorum.Gökyüzünü haketmiyorlar.
 Kontrolcü mükemmel zihniyetlerin takdirinde gördüğüm inanç derslerinden birinde şöyle denmişti:Tanrı insanlara kendi yapısından parçalar vermiştir.İnsanlar tanrının aynası.
 Öyleyse karşıdan bakıp yargıya yatırmalı bu konuyu.İnsanlar birbirlerini bu kadar ezerken hangi ruhun yansıması?Hangi egonun bitmek tükenmek bilmeyen parçası?

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Her günümün özeti



03.05.2013

Kendime mi lanet edeyim yoksa hayatıma soktuğum insanlara mı hiç bilmiyorum.Bunu okumasını istemediğim bir kişi var ve şu an bunu okuyorsa siktirip gitsin.
 İnsanları hayatımın içine alarak,onlara değer vererek hep zarar gören ben oluyorum.Karşımdaki insanlar incinmesin,üzülmesin,kırılmasın diye şekilden şekile girerken karşılığında aldığım yanıtlar beni sadece o kişiden değil bütün insanlardan soğutuyor.
 Bugün hayatımda ders çıkardığım günlerden biri oldu.Bir daha kimseye koşulsuz değer vermeyeceğim.İnsanlar bunu haketmiyor.

2 Mayıs 2013 Perşembe

02.05.2013

 Küf kokulu neşeler saçan insanlar var.Her gece ağlayarak ıslattıkları duvarlarda rutubetten omurgalarına sızan ağrıya gülümsüyorlar.İnsanlar anlaşılması zor yapılar.Zaman kavramını infilak edercesine yerlerinde koşan canlılar.Eğer inanıyorsanız tanrının yarattığı en mükemmel şey olduğunu iddia edersiniz.Oysaki onlar ya da bizler geldiğimiz topraklara ihanet eden zavallılarız.Bizi bütün doğadan,canlılardan ayıran o mükemmel gücü israf etmeyi iş bilip benliğimizi baltalamaktayız.
 Evimdeyim.Yıllarca kendimi bir yere bu kadar ait hissetmemiştim.Aidiyet duygusu denilen şey benim geleceğime köstek olmakta.Korkuyorum.Soluduğum havanın tadını alamıyorum.Hava olması gerektiğinden sıcak ya da bana öyle geliyor.Saatleri geçiremiyorum.Korkma güdüsünü biraz daha sınırlarında yaşıyorum.Endişelerim çok.Okumam gereken kitaplar,yapmam gerek bir sürü işim var.
 "+Çok gençsin.
  -Hayır,öyle gösteriyorum."
Kendime yaptığım kötü şeyler vicdan azabımı tetikliyor.Ruhumun en yanlış yeri olan geçmişi kapatmaya çalışıyorum.Kabul ediyorum,geçmişim benim.Yaşadıklarım benim.Ama geçmişi cam bir fanusa koymadan yoluma devam edemiyorum.Karşıma çıktıkça beni eritiyor.Tenimi hissedemiyorum.
 Birilerini yanımda hissetmek...istemiyorum.Eğer bir yere aitsem,bir bedene aidiyet duymak benim için önemsiz kalıyor.Her sabah yatağımda tek uyandığıma şükrediyorum.Yalnızlık benim için yaşam iskeleti.Birileriyle ne kadar benliğimi paylaşırsam dünya üzerindeki önemim bir o kadar yitiyor.Bu katlanamayacağım bir oluşum.Her insan kadar ya da daha fazla olan bir egoya sahibim.Ki buna öyle gönülden bağlıyım ki egosu olmayan insanların yeryüzünden silindiğine inanıyorum.
 Eğer bir kişi yazıyorsa bir egosu var.Sokaklarda umarsız yürüyorsa,tek başına olmaktan büyük bir zevk alıyorsa katiyen bir egosu var.
 Kabul etmiyor.Üstüne bir de bunu insanlık meselesi haline getiriyor.Çok yazık...
 Vicdan yoksun olmak değil elbette anlatmak istediğim.Kibir bu yarışta çok farklı bir kulvarda.Ki kibirdir asıl insanı bitiren gerçek.
 Bunlardan muaf tutuyorum kendimi.Evimdeyim.Aidiyet duygum var.Yıllardır bahsettiğim o sırtımdaki yokluk hissi belki daha az.Güven duyduğum şeyler...Yıkılmaya dayanamıyorum.Gardlarımı indirmeden yaşayamayacağım.Belki de doğru olan bu.Belki de olması gerek bu.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir de bu filmi izleyin ve çok sevin


01.05.2013

Her şeyden uzaklaşmaya çalışıyorum.Bunu çoğunlukla başarıyorum da.Kendime büyüdüğümü öğretmeye çalışıyorum.İşlerimi yoluna koymaya,geleceğe dair elimde ne varsa tutmaya çalışıyorum.Kitap listemi kaybettim ve bir daha silinmesin diye kitaplarla ilgili bir internet sitesi buldum bütün gün kitap bakıp eğer piyango çıkarsa istediğim bütün kitapları aynı anda alırım diye kendi kendime düşünüyorum.Tabii ki de hepsini aynı anda almak istemiyorum.Çok aç gözlüyüm.
 Günlerdir resim yapıyorum.Kursa birkaç gündür gitmiyoruz.Kurs hocamızın babası ölmüş.Ölüm çok tuhaf bir şey ve gelmesini istemiyorum.İllaki gelecekse de öncelikli ben olayım.Etrafımdaki insanların yok olmasına katlanamam.
 Bunlar haricinde hayatımı gerçekten değiştirebildiğimi hissediyorum.Bugüne kadar ya değiştirmeye çalışıp başarısız oldum ya da akışına göre bir değişim yaşadım.Belki de istediğim gibi olmamasının nedeni istediklerimin bana bile büyük olmasıydı.1 haftadır yaşadığım şeyler sayesinde artık ne istediğimi biliyorum diyebilirim.Bunu başaracağımı da düşünüyorum.Bundan 6 ay sonra Mimar Sinan'a kayıt yaptırmaya gidebileceğime de inanıyorum.Her ne olursa olsun,kendimle çelişip kendime bile sindiremeyecek olsam bile bundan sapmayacağıma artık eminim.
 Bunun haricinde olan şeylere artık kafa yormayacağımı da biliyorum.Hayat düzenine parmak sokarak mutlu olunmuyor.Her şey olduğu gibi tesadüfleriyle güzel.Zorlama düzenler,çürük tahtalara kurulu,fırtına bile gelmeden yıkılacak şeyler.
 Yaşadıklarımdan hep ders çıkardım.Yine devam ediyorum ve devam edeceğim de.Eğer hayattan bir şey öğrenebilmiş olmasaydım elbette kendimi zapt edemez,rayımdan çıkardım.
 Aslında bu zırvalıklar içinde asıl söylemek istediğim daha da zırva bir şeydi.Şöyle ki;Bridget Jones'un bile bir mutlu sonu varsa tabii ki de herkesin olacak.

26 Nisan 2013 Cuma

26.04.2013

Sıradışının bile dışlayacağı günler vardır.Uyanırsın,yüzünü yıkarsın,oturursun,uyanırsın,uyanırsın,uyanırsın...Peş peşe aklına düşen her zerre düşüncede biraz daha uyanırsın.Uyanışlar ölümü doğurur.Hayat iç içe geçmişler dizini.Belki.Bir amaca hizmet etmeden ölemezsin.Herhangi bir ses değiştiremez kaderini.Kaderci olmak.Geçen gün uzun süredir görmediğim arkadaşımın kurduğu cümle.Kayıplar insanın içini yorar,insana tuğlalar örer.Değiştirir.En büyük kayıp zaten ölümdür.
 Havanın soğuk olduğunu düşünüyorum.Hava sıcak ve güneşli.Ben üşüyorum.Yataktan kalkmak istemedim.Uyumak istedim ve uyanmak istedim.Yalnızım.Evi doldurabilecek kadar büyük bir yalnızlıktan bahsediyorum.İçimde geçip giden duygu ve düşünce dizinlerine karşın ben hala yalnızım.İnsanın yalnızlığı,gebe kaldığı yaşam biçimlerden oluşuyor.Beklemediği bir anda büyüyüp aldırılacak ayı çoktan geçiyor.
 Sarhoşluk lazım belki.Sarhoşken hep ilah hissediyorum kendimi.Kendimi doğurmuş,kendimi büyütmüş,kendime aşık olmuş,kendimle sevişmiş ve kendimi öldürüyor gibi.Yürümeye korkuyorum sadece.Başım dönerken yürümeye korkuyorum sadece.
 Omuzlarım yine düştü.Uyandığım andan beri ellerim kararana kadar resim çalıştım.Ruhum kanayana kadar bir sürü düşünceye kendimi sattım.Kitap okudum.Kendime bağırdım.Ben içinde her gemiyi alabora eden bir okyanusa sahibim.Düşündükçe,anlamsızlaştıkça kendimi belli konumlarda buluyorum.Varlığım bir çok hiçe işaret ediyor.Bazı anlar Slyvia Plath'in ölmeden önce ruhunu dağıttığını düşünüyorum.Çaresizliğini,ruhunu,kayıplarını.Kendimde hem onu,hem de tekrar edemeyen küçük bir kızı buluyorum.İntihar meyli diye bir şey söz konusu değil.İntiharlar cesaretli insan işleridir.Belki de bu yüzden gözümde büyüyor.
 Sokaklar insan,araba ve çöp tenekeleriyle dolu.İnsanlar günün ne demek olduğunu bilmeden devam ediyor.Yürümeyi bile bildiklerini sanıyor.Ülke içine büzülen bir buhrana tabii.İnsanlar maskelere bürülü.İnsanları düşünmek beni yoruyor.
 Eve giriyorum.Televizyonu açmayı düşünüyorum.Saate bakıyorum.7.Birden geçmişe doğru uzanıyorum.Saat 7'de televizyondan nefret ederdim.Haberler başlardı.Haberler yansıma dolu.Yanılgı,yalan ve hüzün dolu.Oldum olası haberleri sevemedim.Sevemeyeceğim de.Yıllar önce televizyon izlemek güzeldi.Yüzyılın önemli icatlarından.Robotlaşan toplumdan,mekanikleşen rutinlerden bir adım daha öncesinde.Dünya gün geçtikçe omuzlarını indiriyor.Dünya gün geçtikçe kanla ıslanmış toprakları yüzünden siliyor.
 Varlık arayışına girmeyeceğim.Evde yine yalnızım.Yalnızlığı paylaşabileceğim nefesleri buraya getirebilirim.Ama yalnızlık beni benimle çeliştiriyor.Eğer nefes alan bir nefes daha var olursa,eriyip gideceğimi kendimden iyi biliyorum.

24 Nisan 2013 Çarşamba

24.04.2013

Borç batağına düşüp,kumar borcumu nasıl ödemesem planları yapıyormuş gibi oldum.Orhan Gencebay dinliyorum.Sonuçta yurdum sesi.Adamlar kendilerini kesiyor biçiyor falan şarkıları için demek ki bi'şey var.Ama ben kendimi kesmiyorum.Dertsiz adama dert yaptırıyorum.Güya burda günlük tutacaktım.Tabiiki de yazamıyorum.URL değiştirsem her şey hoş olacak sanırım.Neyse zaten yazsam nolcak;? Torunlarıma okutucam tabi.


dipnot: Kaliteli ses ;) Her şey sizin için sayın okurlar...

19 Nisan 2013 Cuma

Kara Cahilin Öğüdü

İçine kapanmak sözcüğünün mal varlığı yetimhanelere dağıtılsın.Sonrasında içine büzülsün.Bir kalp için tanımdır bu.Kalp içine kapanır,büzülür,sonrası karadelik.Çorap deliği,karadelik.Karadelilik adı yanlış yazılmış.700 sayfa bir sözlüğü devirdi rakının yanında.Dün akşam.Anladığı tek kelime olamamak.Kalp içine kapanır.Dünyanın ayağına tekme atsan aşk olur.Güneşe tokat atsan elveda.Büzülür,büzülür.Üzülür demeyeceğim,buruş buruş bir kalp acır anca.Yemeğe karabiber koymamış.Gelmesin.Aç değil.Çok lezzetli eline sağlık.Kanı az kalmış bunun.Olsun.Kalp büzüldü,üzüldü,düzüldü.Düzelmedi.İçine doğru bir kaos söylentisi.Kararıyor,kararında,karalamadan.Her şeyi yutuyor içine doğru.Kapanık.Karnı aç.
 Sevmek kelimesi.Kaç anlamlı? Yalan söyleyeceğim.Sözlükler yanlış yazıyor.Sevmek kelimesi bir anlamlı.Aşk kelimesini yazamamışlar.

#

…aynı anda özlem ve yalnızlıkları düşünürken,gidenleri,gelenleri,bölünenleri,ölenleri,doğanları,büyüyenleri,yaşamak isteyenleri,yaşamak istemeyenleri özlerken,severken,sevilirken,sevişirken,hep yalnız değil miyiz
Tezer Özlü-Yaşamın Ucuna Yolculuk

küçük harfli küfür

hayatım çok mükemmel.

16 Nisan 2013 Salı

Bumerang

Rüyalarımın içinde hayal parkları
Geleceği göremem artık
Gözlerim alevlere esir kaldı

Her uyanışımda biraz daha arıyorum
Bilmediğim bir zamanda
Bir ses tutuyor elimi
Korkma,giden ben olacağım
Seni öldüremem,ama veremediğim her soluk sana hediye
Paramparça ölmeyeceğim
Ölüm bir bütünlük işi
Ölmeden de var olmayacağım.

Canımı yakan içimde kalakalmış
Elimi kirleten,bir kaç tane tahta parçası
Eğer bir gün mavi bir gökyüzüne uyanırsam
O gün öleceğim,biliyorum

Vakit geliyor,geçip gitmesi zor gibi
Söz verdiğim her kelimenin arkasına saklanmış
Yalandan üstü is içinde kalmış
Küçük bir çocuk geliyor.
Bir o benimle kendine soruyor
Denemeye lüzum yok.Savaş bitti.
Yenilginin içine kumpas düşmüş
Bir hoşçakalla benimle yürüyor

Elinden tutamam elbet,ama izim hep üstünde
Gelmek istersen benimle gelme
Gideceğim yer,yer değil
Gökyüzüne ait değil
Bu iklime,toprağa,asyaya,dünyaya...
Ciğerlerinde bu hava olmadan yapamazsın

Şimdi bir söz söylesem,söz olamaz
Eğer bir son getireceksek eğreti panayırımıza
Çadırları yakarak başlayalım.
Mutluluktan kan kusmuş demet demet papatyalardan başlayalım
Bizden,benden ne varsa çalan
Kimse,neyse,ne cisimse
Onlardan başlayalım.
Biliyorum,dönemeyeceğim yollardan geçiyorum.
Gitmeye meyilli ayaklarım var
Bir yolu en kıyısına kadar arşınlamadan duramıyorum.

15 Nisan 2013 Pazartesi

15.04.2013

Bol ıslık sesli bir kafa içi sesi.Kafa içi sesleri çok güzeldir.Bazen sizi radyolu alarm gibi sabahın bir köründe alakasız bir şarkıyla uyandırır bazen de yollarda sizinle konuşa konuşa yolunuzu kaybettirir.
 Yukarıda gördüğünüz metin tamamen Teoman şarkısı içeriğinden kaynaklanmaktadır.*
 Şu an odama 360 derece panaromik bir açıdan bakıyorum.Vakti zamanında çok mutlu bir insandım.Ama akıllıyım.O zamanların kıymetini bilerek yaşadım.
 Anlıyor değilim allah aşkına?Bir fikrinizi,zikriniz var mı? Nasıl oluyor da yaşıma eklenen her bir (1) rakamı beni böyle yağlı kazıklara oturtuyor.Mutsuzluktan bambaşka bir insan oldum."Ölüyorum doktor,ölüyorum amına koyayım."
 Ah canım yarim teoman,sesini sikeyim.
 Bilmiyorum ya.Gerçekten.Hiç mutlu değilim.Şımarıklıktan falan da değil ha.Azla mutlu olmasını bilen insanımdır.Ama kendimle bile mutlu değilim.
 "ahey ahey,bir of çeksem karşı ki dağlar yıkılır,cenderme gönderme."
 Keşke rüyama ak sakallı olmayan bir dede girse de kafama bir tane şaplatıp şunu yaparsan her şey güzel olacak dese.

12 Nisan 2013 Cuma

11.04.2013

Uzun zamandır hiçbir şey yazmıyorum.Yazacak nedenim kalmadığından değil tabii ki.Yazacak mecalim kalmadı sanırım.Ne zaman böyle şeyler söylesem iç sesimdeki piyanist şantör direk olarak toygar ışıklı denilen herifin (sanırım kendisi kel) ben hayatın yorgunuyum şarkısına başlıyor.Şarkısının da sadece ben hayatın yorgunuyum kısmını biliyorum.O kadar müthiş işte.
 Antidepresanıma 2 yıl arayla tekrar başladım.Dengesiz tavırlarımı düzene sokuyor en azından.Dışarıdan göründüğünden fazlasıyla kötüyüm.Kontrol altında tutmasam sonuçlarını tahmin bile edemeyeceğim şeyler yapacağım.
 Ygs bitti.Artık bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.Beklediğim olmadı yani bir arkadaşımın deyimiyle bir şeylere yan bastık.Yine söyleyemedim neyse işte.Saçlarım uzamıyor.Toza alerjim varmış.Yapmam gereken bir sürü iş var.Ama yapmak istemiyorum.
 Etrafımdaki insanlara ne kadarda kayıtsız olduğumu görüyorum.Hiçbir şeye adapte değilim ve bir süre bu böyle devam edecek gibi.Neyse işte.Uykum götümden akıyor.Yatıyorum ben.

2 Nisan 2013 Salı

Evine Tekrar Hoşgeldin

Herkesin bir yaşam destek ünitesi vardır.Kimini mutlu eden bir insandır ya da nesnedir.Ya da alkoldür,uyuşturucudur.Bu ara gerçekten kendimi çukura düşmüş ve çıkmak istemiyorken buluyorum.Allah belamı vermeden bende kendime bir iyilik yapıyorum.

Bu Adamı Seveceksiniz,O Kadar

http://www.youtube.com/watch?v=FRwMSbt_ebo

26 Mart 2013 Salı

26.03.2013

Bilmiyorum.Kafamın içindeki düşünceler benliğimi çalıyor.Düşündüğüm şeyler.Birbirine bakıp kahkahalara boğulan yüzler.Nefes alışverişinde elini tutan ruhlar.Zor olanı sevmeliyim.Bu benim kötü kaderim.
 Zor olmayan şeyler,sabun köpüğü.İz bırakmak ancak ve ancak yaralarla mümkün olur.Güzel bir kadın değilim.Kırılgan değilim.Bir şatoda yaşamıyorum.Ben o tiksindiğiniz insanlardaki ruha sahibim.
 Ama tabi ki siz sadece görmek istediğinizi görüyorsunuz.Üzgünüm...

25 Mart 2013 Pazartesi

Sayın Yazar

Yazar canını satar,insan pazarında.Gitmeye kalkar,oturur.Gitmeye meyilliyim der.Değildir,öyle sanar.O sadece gidilmelere meyillidir.Kendisi kim ki gitsin.
 Yazar bugün karışıktır.Buranın bahar havası gibi.Ne yaptığı,ne düşündüğü,ne söylediği belli olmaz.Kalbinde kırpık kağıtlar bezelidir.Ummadığı anda esen rüzgar yapıştırır camlarına.
 Yazar...Yazamayan ve korkak bi kişidir.Bu kadar söz ona kafidir.

23 Mart 2013 Cumartesi

23.03.2013

Yarın ygs var.İkinci kez giriyorum.Çok güzel.Heyecandan kendimi kesicem.Sakinleşemiyorum.Sabah kalktığımda işlemde tersini alma olayını unuttuğumu farkettim.Sarhoş olup kusmak istiyorum.Donuyorum.Heyecandan ayaklarım götüme giricek.Kimseye anlatmak istemiyorum.Milletin moralini bozmak istemiyorum.Ama korkudan ölüyorum.
 Ya istediğim puanı alamazsam,ya mimar sinan sınavına yeticek kadar puanım olmazsa..................Aaaaaaaaaaa deliricem.
 Ben en iyisi passiflora içiyim.

22 Mart 2013 Cuma

22.03.2013


 Sevgilim olacak insan Lama Del Rey'den güzel olduğumu iddia etti.Sanırım sivilcelerimi falan görmüyo.Sanırım kör :'(

15 Mart 2013 Cuma

15.03.2013

Dünyanın en boktan insanı olduğum kanısına tabi ki de varabilirim.Yazıyorum.Silah zoruyla etrafımdakilere okutuyorum.Amy Winehouse'un Frank albümü hakkında ne zaman konuşmaya başlasam neredeyse akıl sağlığımı sorgulayan bakışlara maruz kalıyorum.Einstein'in "İzafiyet Teorisi" kitabını aldım.Okuyunca bilim adamı olucam.Oley.Haricinde de sınava tepecik denilen izmirde yaşayan güzel insanlarımızın yakından bileceği bir yerde giriyorum.Bang bang!
 Eğer bunu okuyorsanız sadece 2 dakikanızı bana ayırıp küfredin.Evet küfredin.Moda tasarım okumak istediğimi söylüyorum ama bunun benim için mühendislik okumakla pek bir farkı kalmadı.Okul okuyup iş bulmak tamamen benim beynime aykırı bir olay.Ki buna keza moda alanında isteğimin gerçekleştiğini düşünsenize.Zengin,ünlü ve rahatsız biri.Bu doğa anaya tamamen bir hakaret olur.Ayrıca bu hayaller dahilinde yazmaya devam etsem.Kitap çıkarsam.İnsanlar sadece benim için kitaplarımı okur.Yazdıklarım için değil.Bu da benim için intihar girişimi olur.
 Tabi ki de geleceği bilmiyorum ama moda tasarımı okuyunca istediğim kişi olmuyorum.Sadece istediğimi yapmış oluyorum.
 Benim için en iyi iş mahalle terzisi açıp,yazı yazmaya devam etmek sanırım.Amy Winehouse'u da öldüğü için dinlemeyin amın evlatları.

13 Mart 2013 Çarşamba

Anten Tamircisi


Aydan düşen adam 
Ayağı takılmış sese
Huya giden,haydan gelen
Kafası bir dünya,iki gezegen,üç atmosfer
Hayat bilgisi dersinden kopyayla geçmiş hep
Bir şarkı varmış ki 
Mum alevinde eritip,basıyormuş damarına
Her akşam
Üç ritim,bir söz
Sayfalarının kenarı değil ortası yanık
Gelmesi gerekli otobüsün tekerleğini öldürmüşler
Zaman işlemez kalkanını giymiş 
Sokaklar artık çok dar,çok geniş
İlerleyen merdivende geri giden ayaklar
Yerüstü,gökaltı,güneşin merkezi
Oraya basma,yine düşersinli kadınlar
Uyarı merkezi,lütfen burada sigara içme
Korkma öleceksin
Terk edilmiş yüz kaslarına makine yağı dökelim
Gülümsemek zor iş
Gerek yok gülmeyelim.

4 Mart 2013 Pazartesi

28. Baskı


İkilemlerin söze geliminden doğan bir sürü aşk var
Bazı adamların koyunları sıcak
Bazılarıyla sabaha kadar sevişilir
Ayrımın en ucunda
Belki de kimsenin gölgesinin görünmediği
O müthiş
Gizemli karanlığında
Bir yerde
Uzağında
Dudağının nazik kıvrımında
Kovukların arasındaki boşlukta
İşte
her nereye girip kaybolduysa
Bunları yazmak birer ayine bedelse
Ve aşksız olmuyorsa
Bir yerlerde hala ışık var demektir
Tren raylarına çökmüş ölümü gözleyen
Kucaklayan ve seven
Çocuklar gibi
Ve bir o kadar da basite indirgemeden
Soğurmadan
Ve eğmeden
Peşini bırakmayan bir kaç adım gibi
Güzel bir kapıdan girip
Kötü kokular eşliğinde sabahı beklemek gibi
Hava iyice puslandı ve
artık sabahlar daha da zor oluyor
Mevsimleri saymak hoş değildir
Mevsimi yoktur bu işin
Korkularda gizlenen kalkanların arasından elbette bahar sızar
En doğrusu hafızada açmaksa boşluk
Ki bu zor olanıdır
Bunu yapmaktır olagelen
Bırakma beni
Bırakma!
İçimde bir yerlerde hala biri var çünkü
Ağıtlar arasında,kalın yorganlar üstünde
Saçları upuzun ve güleç
Biri var çünkü.


3 Mart 2013 Pazar

Küçüklük Anekdotları

"Bir efsaneye göre, İrlanda'da minik cinler yaşarmış. Bu cinler, gökkuşağının en ucunda yaşar, bir şekilde bulundukları yerlere ulaşabilenlere yakalanırlarsa yine gökkuşağında sakladıkları altınları vermek zorunda kalırlarmış."

2 Mart 2013 Cumartesi

Önemli Bir Şey

Bi de biz doğum günümün olduğu gün cansuyla beraber asansördeyken aynayı öpmüştük acaba ruj izleri duruyo mu???

Yazmadığım Günler-01.03.2013

Abi bu zaman kavramı benlik değil hiç.Zaten zaman kavramının anasını sikip doğmuşum.Yıllarca arkadaşlarım tuğba kuruyemiş vitrininin her santimetre karesinde dakikalarca,kimi zaman saatlerce beni bekledi.Hiçbir zaman istediğim saatte uyanamadım.
 Skip James'te güzel bi abimiz.Adam o kadar sene bluesla karı kız kaldırıp gidip rahip olmuş o da çok ayrı tabi.
 Cansu'da kaldığım geceden beri hayata 4 elle 6 bacakla sarıldım.Kafamda güneşler açıyor.Bu kız bana cidden çok iyi geliyor.O yüzden onuda göğüs kafesime sokup orada yaşatmak istiyorum.
 Doğum günüm ve önceki günü bol sürprizli ve güzelli geçti.Doğum günü sabahı "ANANIZI SİKEYİM" diyerek uyandım.Sabah kahvaltı hazırlarken mutfak tezgahına bıçak sapladım.Sonra cansu geldi kahvaltı falan derken sakinleştim.Sonra dışarı çıktık tekrar asasım kesesim geldi.Doğum günü pastamla gelen bıçakla kısa bir şov yaptım.Eğlenceli,hoş bir gün oldu.Uzun zamandan sonra insanların beni sevdiğini hissettim.Sonuçta o gün doğum günümde ve yanımdalardı.Bu yüzdende aşırı duygulandım tabi ki.Bir sürü kitap,tavandaki at resmine arkadaş bir resim,bi de savaşçı kurbağa illüstrasyonu hediye aldım.Hediyelerime nikahı basıcam sanırım.Hepsi çok anlamlıydı benim için.
 Deniz bunları okurken kendin için bir şey bulamayacaksın çünkü hepsini deftere yazıcam ;););));););9,9).AMA İYİ Kİ VARSIN :'(
 Birde yarın olsun istemiyorum.