22 Mayıs 2014 Perşembe

22.05.2014

"Unutma bütün varlığın yalnızca tek bir bedenle tek bir ruhla ibaret.Bir bedenin içine iki ruhu sığdıramazsın,iki ruha bir bedeni de.
 Yalnızlık kesin bir hükümdür.Bir insan asla çoğul olamaz her zaman tekil zamanlara rastlar.Unutmaması gereken en önemli şey insanların maddi değil manevi varlığıdır.Bir insan bir insanı ruhunda hissediyorsa o zaman varlığı önemlidir.
 Buradan şuraya geleceğim.Maddi varlık arayışlarıyla geçirdiğim bir sürü boş zamanım oldu.Hep aslına döndüm özün.Her şeyin olması gereken yerine.Geçen gün bir arkadaşım tekrar unutacağın sözler sarf etme dedi.Haklıydı.Bu sefer kendime saygı duyup bir şeyleri değiştirmeliyim."
 dediğim bir süreçten geçmişim.Şimdi okuyorum bunları.Aylar öncesine ait bir sürü kelime bunlar.Yalnızlığım sırt çevirdi artık bana.Tekilliğime bir sürü çoğulluk eklendi.Garip bir sürü şey.Mutluluk kelimesini sözlüklerden silip farklı bir tanımda aynı anlamı sunuyorum.Ruhumun yaşlılığında bir sürü çiçek açıyor şimdi.İçimdeki her duvar,buz tutan her şey çapraz bir gülümseme de,sıcak bir öpüş de eriyor.Renkler daha canlı.Uykular daha anlamlı.Aynı yatakta uyandığımız bir ütopyaya aitim artık.Aidiyet duygusu ya da onun eksiklikleri,sırtımdaki boşluklu yaralar gökyüzüne karıştı.Güzel sözler söylemek anlamlı elbette ama bakışlarla bunu söylemek çok daha anlamlı değil mi?