22 Aralık 2012 Cumartesi

13 Aralık 2012 Perşembe

Mürekkep Lekeleri


Aslolan güneş ışıkları
Omurlarımın kırıkları
Kemirilmiş,köhne ve susuz
Kelimelerde yetmiyor bu saatlerde
Oysa tanrı bilir ya ne basit varlıksın
İki kelime beş heceye sığarsın
Söylediğim sözler
Zafer naraları
Ellerin kalbimin tam ortasını tutuyor
Nasıl bir zehirdir ki
Ne kan biliyor
Ne gözyaşı
Geç bunları sevgilim
Hiç sevmediğin kırmızı rujumdan öp beni
Yoksa aralara sakladığım adamlar öldürecekler beni
Sarılmaların sevgi gösteri değil ki
Bir putperest bile tapmadı böylesine bedene
Kır şimdi
Sık şimdi
Önce sev sonra öp şimdi
Ne türlü şeyler var senin içinde
Ah sevgili
Nasıl seversin başka yataklarda benim kokumu
Sevgili
Bir inançsın belki
Belki hiç öpmediğin burnumun etrafında dolanan
umarsız mı umarsız bir toz
Düşme böyle şeylerin peşine en iyisi
Yürümek daha çok yoracak belli
Benim kızgınlığım zaten bir öpüş süresi

10 Ağustos 2012 Cuma

Karmaşık düzenler içinde aradım.Bulduğumu sandığım sadece kof bir ışıktı.Hatta yansıma.Öleceği gün için bir tören alayı hazırladım.Öldü.Bir iki şarkı söyledik ve gömdük.Bir kaç sigara içip kalktık.Mezarından çıkmaya çalışan bir ceset oldu.Ölüsün sen değil mi? Kal orada işte.
 Ayağını ittim.Bir kez daha gittim.Bir kez daha aldandım gurursuz yanılsamasına.Sadece bir kez.
 Artık daha mutlu olacağım.

22 Temmuz 2012 Pazar

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Senin beni dinlemediğin her saniye ben senden millerce uzaklaşıyorum.

15 Temmuz 2012 Pazar

Seviyorsan ne boku bekliyorsun? Sana kızgınlığım bir öpüş süresi kadar.
"Yıldızlardan yüzünü çizdim resmen."
Aslında ben sarışın severim.Ama sen esmersin.Zaten sen benim hayallerimdeki erkek değilsin amına koyayım.
Bu kadar çok anı biriktireceğimize daha çok kızla yatsaydın ve bana hiç zaman ayırmasaydın emin ol şu an iki kat daha mutlu bir insan olurdum.
Saat 00:33.Bir günü geçecek az sonra.Eh be amına koduğumun çocuğu benimle konuşmadan nasıl durabiliyorsun.Hiç mi özlemedin? Merak etmedin?
 Sana çok güzel bir ceza vericem.Madem değişmişim.Sen değişmek nedir yeniden öğren.Bana dönmeye kalktığında beni bulamayacaksın.Sürün geber emi köpek it.

3 Haziran 2012 Pazar

Yaz tatili

İhtiyacımız olan beraber geçirebileceğimiz bir kaç gün belki.Bir evde.Aynı yatak uyuyup uyanmak belki.Hayatında benimde olduğunu hatırlatır belki.
Eğer benim seni sevdiğim gibi sende beni sevseydin daha çok yol alırdık.
Beni her zaman sevmiyorsun.Bir kadın hisseder.Ve bir kadın kırılmamak için önlemini de alır.
Ki benim gibi zamanında çok parçalara ayrıldıysa daha çok alır.
 Belki korkmasak daha çok seveceğiz.Korkmasak.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Sarhoş olmuşsun

Susarak deniyorum şansımı.Konuşarak kaybettiğim çok şey var.Sesim karşında titrememeliydi.Sen bana sarılmalıydın.Ben kendimi bu kadar aciz hissetmemeliydim.Ama hepsi oldu.
 Sonra öpüştük.Sanki senin ilgine açmışım gibi defalarca öptüm seni.Sen şaşırmıştın.Günah çıkarıyordum ben aslında.Bana sarılmalıydın.Şimdiyse beni daha çok isteyeceksin.Daha çok.Daha çok düşüneceksin.
 Sadece sarılacaktın.Sen sarılacaktın.
 Ağlamazdım zaten.Senin karşında ağlamazdım.
 Senin karşında sana yenilmezdim.
 Savaşmıyoruz sevgilim.Ama senin gardların bana ağır.Bana çok.
 Sen aslında beni eve bırakırken o sözleri söyleyen adam olmasın.Öyle sevmelisin beni.Öyle istemelisin.
 Biliyorum.Benim için çok şey yapıyorsun.
 Senden bana sarılmanı istiyorum sadece bu.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Toz tanecikleri yüzüyor


 Köşe kapmaca gibi.İçinde yer aldığım her neyse yorgunluğum had safhada.Tedirgin vuruşlarla ilerliyorum.Koşulsuz mutlu olacağım o gün gelecekse daha da ilerlerim.Ama dizlerim,ellerim kanıyor.
 Arka sokakları tercih ediyorum.Hala kaçıyorum bir şeyden.Akşam rutinlerinden de sıkıldım.Çok şeyden sıkıldım. 
 Hadi bırak şu saçma sapan çocuk akıllarını.Bırak işte.Benimle beraber boğulabilirsin.Seni anlamamı sağlayabilirsin.Belkide bütün bu göremediğim kaos bitince seninle daha huzurlu olurum.
 Hayallerim boğuk.Sıkıntılı,tozlu ve nemli.
 Ve dahada bu kuru hayallere maruz kalmak istemiyorum.
 Yarın bir anlam ifade edebilir değil mi?
 Etsin.Gel.Huzurlu olalım.Koşullarını napacaksın.Bağlanırsın bana.Benim kendime olan bağlılığımdan daha iyi bir şey olur senin bağlılığın.
 Dinlenmeye ihtiyacım var sanırım.
 Ve hava siyah renk yok.Karanlıkta ses yok.Kalabalık ruh yok.Yakaladı beni.

27 Nisan 2012 Cuma

İç Hesaplaşması



Konuşacak çok kelimesi olduğu halde susan insanlar gibi.Farkında olduğum şeyler boynumdan yukarı ateş topları fırlatıyor.Kaçmak için kendimi kullanıyorum.
Git dedim.Niye gitmedin?
 Bu kadar basitti işte.İçimde her gün bir insanın daha cinayetini işliyorum.Ölü sayısı her gün doğuşunda biraz daha artıyor.Kanserli gibi ölüyorlar.Acı içinde.Oysa bu da basit değil mi? Kalbe bir bıçak darbesi.Her şey sonlanır.Saniyeler içinde.
 Bazen gidecek çok az yerimin olduğunu hatırlıyorum.Bir şeyleri terk edince gidebileceğim bir odam var.Evim yok.Güvenen insanların sığınakları evleri olur.Ben soluduğum havaya bile şüpheliyken tabi bir sığınağım yok.
Hayır canım seni kullanmıyorum.Sadece sana aşık olma ihtimalimi deniyorum.Ki senden hoşlanıyorum.
Yanılgılarla doluyum.Gözlerimden,kulaklarımdan hatalarım fışkırıyor.Dur diyemediklerime,kal dediklerime.Bazen daha çok anlaşılmak istiyorum.Tamda o anlarda nasıl hissediyorsun diye soran insanlar istiyorum.Nasılsın,n’apıyorsun daha anlamsız.Sanane ne bok yediğimden ruhumla ilgilen.
 Saçmalıyorum.Çünkü söylemem gereken şeyler konuştuğunda iç sesimi kesiyorum.Beynimle düşüncelerim arasında köprü kuran ne varsa bu yüzden nefret ediyorum.

İyisimi Tanrım duygularımı al sen.Bak sende rahat edeceksin söz.
Boşluk.Boşluk.Bok gibi boşluk.Kapkara.içinde zerre bir şey yok.Bazen ki bazende değil yine o lanet anlarda boşluklarım sıkışıyor.Baskı.O zaman iç organlarımın bile sızladığını hissediyorum.Konuşamıyorum.Ağlayamıyorum.Ama yanımdaki insanlardan nefret ediyorum o anlarda.İnsanlıklarından şüphe ediyorum.Ya da abartıyorum.Ama ben dayanamıyorum.Ben dayanamazken onlarda gelip başını dayasın istemiyorum.Çünkü benim sarılacak insanlara ihtiyacım var.Kedi gibi sürekli ilgi bekleyenlere değil.
 Beni kendine bağlayacak bir yol bulmalısın.Yoksa sabaha yine öleceğim.
Bilmiyorum işte.Ne gelecek hakkında bir fikrim var ne de yaptığım elle tutulur bir iş.Boş alanda ilerliyorum.İstiyor muyum diye düşünmüyor değilim ama isteyecek gücümü tüketmişken hemde bu kadar boş yere tüketmişken kendimi iyi hissedemiyorum.Sanırım daha çok uyusam kendime gelirim.
                                     
AMINA KOYDUĞUMUN ÇOCUĞU BARİ KARŞIMA GEÇİP KONUŞMA.
Ya çok yorgunum.Ve artık orospu çocukluğunu bırakıp siktir git uzaklaş benden.Ben senden kaçıyorum sen geliyorsun.Kasten yapmıyorsan da belanı sikeyim.Yemiyorum o numaraları.


11 Mart 2012 Pazar

Çok uzakta yüzüyorum ve çok yüksek de uçuyorum

Yapamadın.Beni hayatının herhangi bir yerine koyamadın.Bende istediğim yere ulaşamadım.Bu kadardı.Her şey bu kadardı ve bende kendimi senin hayatında koyabileceğim tek yere koyuyorum.Senden habersiz.
 Uzun zamandır her şeyi zamanın akışına bırakmıştım.Sadece karşıdan izleyip müdahale etmem gereken yerlerde taşlarımı oynamıştım.Oyun gibiydi her şey.Ve dayanamıyorum artık.Ağlamama dayanamıyorum.Tercihlerine,gülüşüne,sözlerine,yaptıklarına katlanamıyorum.Zamanı geldi işte.
 Çok sevdim sanırım.Beni incitsen de.Seninle geçireceğim günleri düşünerek biraz daha ayakta kalmaya çalıştım.Kendi dünyamı yarattım yine.Söylediklerini çok anladım.Fazla anlamlar yükledim.Üstesinden kalkamayacağım anlamlar.Ve sende senden her vazgeçtiğimde bunu farketmiş gibi yeniden ortaya çıktın.Ve içinden kimsenin çıkamadığı tek çıkış yolu olan bir belirsizlik yarattın.Paradoksta bıraktın beni...
 Sen her geldiğinde biraz daha bekledim.Bekledim.Bekledim ve beklemeye devam ettim.
 Beklediğim bu süre içersin de hep kendimden bir şeyler eksilttim.Çok aldandım.Başka düşüncelere yer veremez oldum.İstisnasız her zaman aklımdaydın ve bunun karşılıklı olmadığını bilmek beni yeni düşüncelere,yeni boşluklara sürüklüyordu.
 Farkındayım artık.Senin neyi istediğinin,benim kendimi nasıl kandırdığımın.Ve işte yine bir sona daha geldim.Bütün taşlarımı havaya fırlatıyorum.
 Bu kadar.
 Kendimi çok kaybettim.Senden kaçamadım ama bu kadar işte.Hiçbir şey umrumda değil artık.Korkak adımlar,tuhaf bakışlar ve daha sıralayabileceğim hiçbir şey umrumda değil artık.


Şarkısı

20 Şubat 2012 Pazartesi

Umut

Limanı olmayan bir şehirde yaşıyorum.Ve sen hep beklenen o gri paslı gemidesin.Çoktan inmen gerekiyordu.Ama…
Kaç diyorum.Boş ver ıslanmayı.Koyu sularda yüz.Çok yorul.Kahveni hazırlarım.Güzel bir şarkı koyarım ve dinleriz.Saçlarını ben kuruturum.Battaniyeyle sararım seni.Uyuturum.
Kaç yeter ki.Kirli,paslı ve eski gemi benden daha önemli olamaz.
Boş ver her şeyi.Beraber olmamız çok daha önemli.Mutlu olmamız.Nefesini tanımam çok daha önemli.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Ölmek için doğmuşuz

Gülmek istemiyorum.Eğer bu kadar üzüleceksem,şarkılar,insanlar beni bu kadar çok üzecekse gülmek istemiyorum işte.
 Eğer saçlarım yüzümü kapatsın,kimse yüzümdeki bu vasat ifadeyi görmesin diye uğraşacaksam havada güneş gözüksün istemiyorum.
 Depresyonda filanda değilim.Sadece kendimi yalnız hissediyorum.Sarılacak birine ihtiyacım.Bir de omuzunda saatlerce ağlayabileceğim.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Bulamadığım Cevaplarım Var Hala



Aylardır cevap veremiyorum "Ben bu muyum?" sorusuna.Yüzleşmeyi çok denedim.Faydasız.Çünkü hala cevabı yok.
 Yazın,o sıcaklarda ben dünyanın en soğuk günlerini yaşadım.Yalnızlığın soğuğu hiçbir soğukla eşdeğer değil.Bitmiyor çünkü.
 Her gece yıldızlarla konuşmadan,son sigaramı içerken derdimi anlatmadan,çözüm dilemeden uyuyamadım.Yalvarıyordum nolur artık içimdeki bütün savaş bitsin diye.
 Kendi kendime üretebildiğim tek çözüm uyumaktı.Uyumak,gündüzleri uyumak,geceleri uyumak.Yok olmuş gibi davranmak.
 Ağlayabilen biri değildim hiç.Ağlayamıyordum işte.Ama çok ağladım.Tanrım nasıl izin verirsin içimdeki bu yalnızlığa diye.
 En son yaptığım şey hiçbir şey yokmuş gibi davranmak oldu.İyi bir çare değildi.Beynimi,bedenimi uyuşmuş gibi hissediyordum.Düşünemiyordum.Susuyordum.Kendim dışında bambaşka ben olmayan bir insan yaratmıştım.Acı yoktu.Hisler zaten yoktu.Ertesi gün yoktu.Dünde yoktu.
 Ben yoktum.Yok olmuştum.Erimiş,karışmıştım.
 Fark edemedim.





 Aylar geçti.Hızla geçti.Sakindim.Her şey göründüğü kadar yolundaydı.İyi arkadaşlarım vardı.Geçmiş yoktu.Gelecek vardı.Gülümsemeler artmıştı.Başka insanlar vardı.Güneşin tepede olduğu saatlerde hayat vardı.Gecenin o saatlerinde,yıldızların muhtemelen beni beklediği saatlerde ben yoktum.Yok olmayı tercih ediyorum.





Teklemeye başladım.Her şey yolundaydı diye düşünüyordum.Ama her gün sordum kendime "Ben kimim? Bu muyum?"  diye.Değilmişim.Anladım.Kaybetmiştim.Bütün varlığımı.Küçük yaşamımda kurmayı başardığım tek şeyi.


Bu kadar basitti işte.Hala bulamıyorum.Eksik.Çok eksik.


Şarkısı

13 Ocak 2012 Cuma

Çıkmayan Sözcükler


Hani bir dönem olur; hiç kimsenin bilmemesi gereken sözcükleri içimizde en ücra köşede saklamak zorunda kalırız.Üstüne üstün birde çıkmak için beynini parçalar o sözcükler.Kendinle çelişir.İçinde ehlileştirmeye çalışırsın.Ama olmaz.En alakasız insanlara açıklamak istersin.Onlar itiraflarını yadırgamazlar.En yakınındakiler bu anlarda yokturlar.Zaten öğüt verirler.Sıkıcı.Bu anların üstesinden hala gelemiyorum.Aslında içimdekini patır patır döksem her şey çok daha güzel...


-Çok güzel bir gün geçirdik.İnanılmazdı.
-Yüzünden okunuyor ya.
-Eee Dilara sen naptın?
-(Aslında....)Hiçbir şey.


Süre gelen aynı şeyler.Cesaretimi topladığım anlarda bile gidiyorlar.Konuyu açmaya hazırlanıyorum.Olmuyor.Yasak kelimeler.Çıkışı engelli.


"Artık gelmesinler istiyorum.O kelimeler gitsin.İçimdeki kimse dışımdaki de o olsun."
Şarkısı