27 Ekim 2013 Pazar

27.10.2013

İnsanları tanıdığınızı iddia ediyorsunu.Dalga geçmem gerek sizinle,üzgünüm.Bu bir yetenek olabilir ya da gözlemlemek ya da yaşadıkça oluşan bir olgu.Ve içinizdeki çoğu "gerizekalı" bu konuda kendini iyi zannediyor.Yeni insanlar tanıdıkça daha çok bu durumla karşılaşıyorum.Mesele yaşınıza eklenen +1'ler olamaz.Öyle ki 30 yaşına gelmiş ama hayat tecrübesi sıfıra bile yakın olmayan bir sürü insan tanıdım.Hadi tamam bunu da anlarım da ben niye sinirlendim? Şuna sinirlendim ki hala sinirleniyorum.Kimseye kendimi gösterme çabasında değilim,herkes beni tanısın diye delirmiyorum.Etrafımda ne kadar çok insan varsa o kadar da içime kapanıyorum.Ama gel gelelim ki insanların düşünceleri beni deli ediyor.Yargıları,sözde önsezileri,salak yerine koyma çabaları ve daha bir sürü şey.
 Öyle bir duruma geliyorum ki üstüme "Gerizekalı olan sensin!" yazılı tişörtle gezmek istiyorum.Yıllardır tanıdığım insanlar var,aylardır tanıdığım ve bir kaç haftadır tanıdığım insanlar.Ve her biri benim şansıma olsa gerek psikanaliz üstüne tez yazıp gelmiş gibi davranan aptal sürüsü.
 Hayır siz kim oluyorsunuz da en ufak fikriniz bile olmayan insanlara bu kadar rahat güveniyorsunuz? Ya da hangi cüretle karşınızdakini salak yerine koyuyorsunuz?Yaftalar yapıştırmanızı geçtim bile!
 Durup haftalardır bu durumları izlemekten gerçekten bıktım artık.Delirip herkesin suratına suratına gerçekte ne olduğunu söyleyip gitmek istiyorum.
 Biliyorum her zaman kötü karakter ben olacağım.Ortalık karıştırıyormuş gibi görüneceğim.Ama bunlar benim tahammül sınırlarıma dayanan şeyler ve midesizliğinize gelemediğim şeyler.
 Umarım hepiniz güzel güzel birbirinizden kazık yersiniz de bende zevkle karşıdan sizi izlerim.
Ayrıca canım anason çayı çekti.

19 Ekim 2013 Cumartesi

19.10.2013

 Hayat garip diye giriş yapmam gerek sanırım.Çünkü şu son 3 günde hayatımı al götüne soklu bir durum yaşadım galiba.Bir sürü yanlış yaptım ve bugün eve yürürken kendimle ilgili en önemli gerçekle yüzleştim.
 Ben kimsenin zannettiği gibi biri değilim.Çözebildiğim kadarıyla kendimi tanıyorum.Ama bugün farkettiğim şey en büyük cevap oldu benim için.Meğer bunca zaman sadece boşuna kendimi yaralamışım.Gerçek sadece 5 dakika suratına bakınca anlaşılacak bir şeymiş.Bu kadar çok kaçıp da cevaptan bir o kadar da uzaklaşmışım.Şu an sadece buruk bir şekilde gülümseyebilirim.Elimden başka bir şey gelmez.Her şey benim istediğim dahilinde yürüyor çünkü.Keşke dediğim bir şey var mı diye düşünürsem tabii ki yok.Ama olmasını istediğim bir şeyler var benim elimde olmayan.
 Bu gece bunca zamandır olan mutsuzluğum nedenini anladım.Ben zaten elimden gelen son şansı çoktan harcamışım.Şu an içimde ufacık bir umut var.Bunun ihtimali beni sevindiriyor.Ama ne kadar gerçek olamayacağını biliyorum.
 Ben mutlu olma şansımı onun gibi yanlış birinde denedim ve yeniden mutlu olma şansım onda kaldı.Ütopik düşüncelere girmeyeceğim.Hayat benden ne istiyorsa onu yapıyorum zaten.

16 Ekim 2013 Çarşamba

16.10.2013

Yalnızlığımın bir adı olsa mutlu olacağım.Büyük bir boşlukta en azından sesleneceğim bir isim olacak.Bu bile büyük bir şey.İçim o kadar boş ki sanki ciğerlerim,midem,kalbim,soluk borum hiçbir şey yok.Hep böyle olmuşum gibi,böyle doğmuşum gibi.Anlam veremiyorum,ama anlamını aramakta işime gelmiyor.
 Şöyle bir durum belki de bu büyük ev ablukada'nın da dediği gibi "mutsuzum ama keyfim yerinde".Zaten şu hayatta en sevdiğim cümlelerden biridir bu.İlki de yine bir şarkı sözü olan,ya bundan size ne! İşte her neyse bazen yalnızlıktan kendimi kusarken o anlarda kendime sarılıyorum resmen ve böyle çok mutlusun diyorum.Tabii ki mutluluk değil bu ama keyifli işte.
 Hayatımda biri olsa itin götüne sokucam bunu da öyle bir biliyorum ki anlatamam.Ama biri yok diye de bir boşluk oluyor.Ne bileyim ya birini merak etmek istiyorum ya da birinin suratına bakınca böyle içim bi kıpırdasın istiyorum ama sonra kafamda hep aynı sahneler canlanıyor.BOOOM! KORKU FİLMİ.
 Zaten biriyle uğraşamamayı geçtim,kendime göre bir varlık olduğuna pek ikna olmuş değilim.En azından mantıklı değil.Kendim gibi varlığı geçtim bana kim katlanır amına koyayım.Dünyanın en estirikli kafasına sahibim,çok aksiyim,huysuzum ve sinirliyim.Bunları yazarken kendimden nefret ettim.Güzel.Neyse işte böyle bir işte.Bok mu vardı bunları yazdım bilmiyorum ama anlatmak istedim.Hep aynı olan sıkıcı,gerizekalı konuşmalardan sıkıldım.Tatmin edici gelmiyor en azından bana.

13 Ekim 2013 Pazar

13.10.2013

 Her ay Ahmet Erhan'la ilgili bir şeyler yazmak istiyorum.Yine aklıma geldi,aslında hep geliyor gülüşü güzel,buruk olan bu adamın yazdıklarıyla.İnsanın içine elini değirip de çekiyor adeta.Bir ilenme midir onunda dediği gibi yoksa bir sevinç midir benim gibilerde kalan tekliği bilemeyeceğim ama tanınmadı,hak ettiği değeri göremedi şu dünyada.Öldükten sonra görecek mi? İnanıyorum görecektir,çünkü Ahmet Erhan öyle bir dünyadır ki benim için,içinde hem Cemal Süreya'ları hem de Turgut Uyar'ları,Edip Cansever'leri barındırır tuhaf bir biçimde.
 Bazı şairler vardır bir de,anlam kaygısından ya da kaygısızlığından şiirler hep kolsuz bacaksızdır.Ama Ahmet Erhan'da geçerliliğini bozar.Her yazdığı dize kendi içinde öyle anlamlıdır ki en derine çekip bir daha yüzeye bırakır.
 Hiç tanımadığım bir adama böylesine bağlanıyorum işte.Yazdığı her şey öylesine kucaklıyor ki ruhumu başka bir yerde kayboluyorum.Keşke ölmeseydi diyeceğim ama bu dünya onu kaldıramayacak kadar aşağılık bir yer.

6 Ekim 2013 Pazar

06.10.2013

 Kafayı yiyorum ya.Biri bana mantıklı bi açıklama yapıp 1000 tane karenin içinde nokta ve çizginin ne sikime yarayacağını anlatabilir mi acaba? Ya da 65'lik siyah-beyaz skalayı yapıp ne yapacağımı? Bir de 100 tane çizgi-nokta fotoğrafını ne bok yiyeceğimi?
 Aklınız varsa temel tasarımı olan herhangi bir gsf okumayın.Dağı taşı geçtim,kalem kağıt fırça sikmek istiyorum.