26 Nisan 2013 Cuma

26.04.2013

Sıradışının bile dışlayacağı günler vardır.Uyanırsın,yüzünü yıkarsın,oturursun,uyanırsın,uyanırsın,uyanırsın...Peş peşe aklına düşen her zerre düşüncede biraz daha uyanırsın.Uyanışlar ölümü doğurur.Hayat iç içe geçmişler dizini.Belki.Bir amaca hizmet etmeden ölemezsin.Herhangi bir ses değiştiremez kaderini.Kaderci olmak.Geçen gün uzun süredir görmediğim arkadaşımın kurduğu cümle.Kayıplar insanın içini yorar,insana tuğlalar örer.Değiştirir.En büyük kayıp zaten ölümdür.
 Havanın soğuk olduğunu düşünüyorum.Hava sıcak ve güneşli.Ben üşüyorum.Yataktan kalkmak istemedim.Uyumak istedim ve uyanmak istedim.Yalnızım.Evi doldurabilecek kadar büyük bir yalnızlıktan bahsediyorum.İçimde geçip giden duygu ve düşünce dizinlerine karşın ben hala yalnızım.İnsanın yalnızlığı,gebe kaldığı yaşam biçimlerden oluşuyor.Beklemediği bir anda büyüyüp aldırılacak ayı çoktan geçiyor.
 Sarhoşluk lazım belki.Sarhoşken hep ilah hissediyorum kendimi.Kendimi doğurmuş,kendimi büyütmüş,kendime aşık olmuş,kendimle sevişmiş ve kendimi öldürüyor gibi.Yürümeye korkuyorum sadece.Başım dönerken yürümeye korkuyorum sadece.
 Omuzlarım yine düştü.Uyandığım andan beri ellerim kararana kadar resim çalıştım.Ruhum kanayana kadar bir sürü düşünceye kendimi sattım.Kitap okudum.Kendime bağırdım.Ben içinde her gemiyi alabora eden bir okyanusa sahibim.Düşündükçe,anlamsızlaştıkça kendimi belli konumlarda buluyorum.Varlığım bir çok hiçe işaret ediyor.Bazı anlar Slyvia Plath'in ölmeden önce ruhunu dağıttığını düşünüyorum.Çaresizliğini,ruhunu,kayıplarını.Kendimde hem onu,hem de tekrar edemeyen küçük bir kızı buluyorum.İntihar meyli diye bir şey söz konusu değil.İntiharlar cesaretli insan işleridir.Belki de bu yüzden gözümde büyüyor.
 Sokaklar insan,araba ve çöp tenekeleriyle dolu.İnsanlar günün ne demek olduğunu bilmeden devam ediyor.Yürümeyi bile bildiklerini sanıyor.Ülke içine büzülen bir buhrana tabii.İnsanlar maskelere bürülü.İnsanları düşünmek beni yoruyor.
 Eve giriyorum.Televizyonu açmayı düşünüyorum.Saate bakıyorum.7.Birden geçmişe doğru uzanıyorum.Saat 7'de televizyondan nefret ederdim.Haberler başlardı.Haberler yansıma dolu.Yanılgı,yalan ve hüzün dolu.Oldum olası haberleri sevemedim.Sevemeyeceğim de.Yıllar önce televizyon izlemek güzeldi.Yüzyılın önemli icatlarından.Robotlaşan toplumdan,mekanikleşen rutinlerden bir adım daha öncesinde.Dünya gün geçtikçe omuzlarını indiriyor.Dünya gün geçtikçe kanla ıslanmış toprakları yüzünden siliyor.
 Varlık arayışına girmeyeceğim.Evde yine yalnızım.Yalnızlığı paylaşabileceğim nefesleri buraya getirebilirim.Ama yalnızlık beni benimle çeliştiriyor.Eğer nefes alan bir nefes daha var olursa,eriyip gideceğimi kendimden iyi biliyorum.

2 yorum:

Iron and Wine dinleyin bence