29 Eylül 2018 Cumartesi

28.09.2018

 İnsanlara sarf edemediğim her kelimede, cümlede, iletişim aracında bir anda burada bitiyorum. Anlamıyorum. Küçük çocuk gibi anlamıyorum. Neden ve nasıl sorularını o kadar çok tekrarlıyorum ki yaşım yitip gidiyor.
 Garip değil mi? Sürekli sevgilisi olan erkeklerden hoşlanan kızı kucaklamak, her zaman sosyal statüsü yükselsin diye sefil hareketlerde bulunmuş insanlarla aynı fotoğrafta gülümsemek, sanki hiçbir duyu organı kalmamış gibi iletişim halinde olduğu insanın duygularını hiçe sayıp kendini poh pohlatmak ve son olarak da bir kan emici gibi sevmeyip saygı dahi göstermediği insanlara yapışmak, onlardan faydalanmak istemek.
 Zor. Çok zor. Sevmediğim tişörtle bile vakit geçiremem ben. Bunlar aşırı zor. Hayatımda insanlardan hep beş adım geriden geliyorum. Niye? Bu yüzden. Bu yollar benim için aşırı, fazla, çirkin. Bazen niye bu kadar yalnızım diye düşünüyorum. Orada olsam iyi mi hissedeceğim? Bu şova dahil olsam hayatım güzelleşecek mi? Sanmıyorum. Geriye dönüp baktığımda kendimi zift içinde göreceğime şu anımla gurur duymam gerekiyor.
 Ben hep yavaş ilerliyorum. Hep az insan var etrafımda. Tepki vermektense kendimi geri çekiyorum.
 Peki ben mi kaybediyorum?