9 Haziran 2017 Cuma

08.06.2017

 Basit bir girişle başlayamayacağım bir şey bu.
 İçimde koca bir ağırlık var. Başlangıç gününe geri dönmek istemiyorum. Ama zaman koşarak gidiyor. Tadını mı çıkarmalıyım? Yoksa her köşeyi teker teker sindirmeli miyim?
 Bir sürü düşünce eşliğinde sanki o gün gelmeyecekmiş gibi uyanıyorum. Gerçekle yüzleşmek çok korkunç değil mi?
 Bir sürü emek yığılı bu evde. Gitmeyi bırak düşüncesi bile beni ikiye büküyor. Hiçbir şeyi yerinden oynatmak istemiyorum. Zaman dursun ve içinde anılar tekrar etsin istiyorum. Hep bu tür saplantılar içinde yaşadım ve hep böyle kalacağım. Yine de hayatımın bütün dönüm noktaları bu evde gizli. Burada öğrendiğim, yaşadığım şeylerin geleceğimi nasıl etkileyeceğini o kadar net görüyorum ki...
 Uyandığım sabahlar, uyumadığım geceler. Hepsi o kadar kıymetli, o kadar güzel ki. Ve en başını hatırlıyorum korkumdan nasıl ağladığımı hayatımı nasıl şekillendireceğimi nasıl adım atacağımı düşündükçe kapıldığım dehşeti... İnanılmaz.
 Şu noktada aldığım her nefeste bütün vücuduma oksijen doluyor. Üzgünüm, bir o kadar da cesurum artık. Beni hiçbir şey yıkamaz bunu da biliyorum artık.
 Koskoca bir hayat kurduk bu evde. Bir sürü hata yapıp düşündük, konuştuk, hep bir çıkar yol aradık ve hep bulduk. Yan yana durduk. Bu evi, bu yeri biz var ettik.
 Geçen zamana bakınca gördüğüm iki kişi yalnızca iki kişi değil artık hayat yoldaşları. Biz birbirimizle koskoca bir hayatı paylaşıp bir sürü yol açtık. Ayrı yerlerden gitsek de hep birbirimizin yanında olduk. Hep burada buluştuk. Hayatımda sahip olduğum en değerli şey bu olsa gerek.
 Şimdi o günü düşündükçe nasıl içinden çıkacağımı bilemiyorum, bildiğim bir şey varsa yine yolumuz birleşecek ve yine yürümeye devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Iron and Wine dinleyin bence